Abdulmecid Hoca Efsanesi
Halk Edebiyatı, Efsaneler

Abdulmecid Hoca, Aksaray’ın Gülağaç ilçesine bağlı Camiliören köyünde yaşamış, döneminin ünlü âlimlerinden Molla Cemaleddin Efendi’nin talebesidir. Efsaneye göre; bir gün Camiliören köyünde bir ailenin koyun sürüsü kaybolur. Kurtların sürüyü telef etmesinden korkan köylüler, Abdulmecid Hoca’dan yardım ister. Hoca, medrese kitaplarını karıştırdıktan sonra kitapları kapatarak dua etmeye başlar. Duasını ettikten sonra kaybolan sürünün sahibine, koyunların yerini ve onlara yaklaşmak isteyen kurtların ağzını bağladığını söyler. Ne koyunların ne de kurtların bir adım atabilir bir hâlde beklediklerini belirtir. Köylüler, hocanın belirttiği yerde ve belirttiği şekilde, koyun sürüsünü ve kurtları sanki birisi hayvanların kulağına fısıldamış gibi hareketsiz bir hâlde bulur. Ne yapıp etseler de sürüyü yerinden oynatmaya kimsenin gücü yetmez. Bu duruma çare arayan köylüler, Abdulmecid Hoca’ya durumu anlattıklarında hoca dua eder ve bu duanın üzerine koyunlar hareket etmeye başlar. Olaydan bir süre sonra hocaya teşekkür etmek için tekrar giden köylüler, hocadan kurtları bağlı hâlde bırakmasını isteseler de merhametli bir Allah dostu olan Hoca, onların da bir can sahibi olduğunu ve o hâlde kalırlarsa açlıktan öleceklerini belirtip bu sefer de kurtların serbest kalması için dua eder ve kurtların da kurtulmalarını sağlar.

Kimliği belirli gerçek bir şahıs hakkında anlatılan ve menkıbe özelliği gösteren bu efsanede, Abdulmecid Hoca’nın gösterdiği kerametler anlatılmaktadır. Abdulmecid Hoca’nın kerametleri, Türk dünyasının pek çok yerindeki halk anlatmalarında karşılaşılan “kurt ağzı bağlama” uygulaması ile ilgilidir.

Kurt ağzı bağlama, hayvan ya da hayvanlarını kaybeden kişilerin onlara zarar gelmemesi için halk arasında “ağzı dualı” olarak bilinen keramet sahibi bir kişiden yardım alarak bölgedeki kurtların nasibini kapatma işlemi olarak bilinir. Bu uygulama sayesinde kurtlar, hayvan ya da hayvanlara saldıramaz. Ahmet Yaşar Ocak, şamanların İslami kimliğe bürünmüş yeni temsilcileri olarak gördüğü ve Türkmen babaları olarak tanımladığı kişilerin, kimliklerine uygun olarak belirli problemleri çözmek ve insanlara iyilik yapmak amacıyla büyü ile uğraşmalarının oldukça doğal olduğundan bahseder ve bu bağlamda kurtağzı bağlama ve buna benzer uygulamaların İslamiyet öncesi devirden izler taşıdığını ifade eder. Büyü yapma ve büyü bozmaya dayalı dolayısıyla büyülük bir uygulama olan ve İslam öncesi Türk topluluklarında da görülen kurt ağzı bağlama uygulaması, İslamiyet’in etkisiyle şekil değiştirerek dinlik ve büyülük bir özellik kazanmıştır. Yaşar Kalafat ise, bu uygulamanın temelini İslam inancının helal-haram, rızık ve nasip kavramlarına bağlamaktadır. Kalafat’a göre, bu uygulamada kurdun ağzı bağlanarak onun aç bırakılması ya da ölüme terk edilmesi amaçlanmaz. Buradaki amaç, kurda yememesi gereken hayvan için işaret vermektir ki nitekim Abdulmecid Hoca da kurtları ölüme terk etmemiş, sadece onların diğer hayvanlara zarar vermelerini engellemiştir.

KAYNAKÇA

  • Aydoğan, T. (2020). Aksaray Efsaneleri. Aksaray: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları.
  • Balaban, T. (2013). Kurtağzı Bağlama Geleneği ve Dinî Dayanağı Üzerine: Amasya İli Örneği. Dede Korkut Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2(4): 12-17.
  • Kalafat, Y. (2006). Türk Halklarında Kurt Ağzı Bağlama İnancı. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (20): 273-280.
  • Ocak, A. Y. (2002). Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri. İstanbul: İletişim Yayınları.
  • Kaynak Kişi 1: Bayram SATILMIŞ, Yaşı: 28, Öğrenim Durumu: Üniversite mezunu, Aksaray – Camiliören.

Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Tuğba Aydoğan

Anahtar Kelimeler: Halk Edebiyatı, Efsane, Abdulmecid Hoca, Aksaray, Kurt Ağzı Bağlama.