Baltaoğlan Masalı
Halk Bilimi-Masallar

Masallar hakkında hem dünyada hem de Türkiye’de pek çok araştırma yapılmıştır. Masallar anlatıcıları, dinleyicileri ve anlatı ortamları içinde varlıklarını günümüze kadar sürdürebilmiştir. Masallar; anlatıcı-icracı, dinleyici-anlatı ortamı-derleyici ve anlatının özellikleri bağlamında bütüncül ve çok yönlü bir şekilde incelenmektedir.  Masal anlatıcısı, masalı oluşturan ve aktaran kişilerdir. Baltaoğlan masalının anlatıcısı erkektir. Ancak masalı herkes anlatabilir. Masallar çeşitli ortamlarda icra edilebilir. Köy odalarındaki dinleyici kitlesini erkekler oluşturmaktadır.  Evde gerçekleşen masal icralarının dinleyici kitlesini ise çoğunlukla kadınlar ve küçük çocuklar oluşturmaktadır.

Aksaray’dan derlenen bu masalda muhteva; padişahın oğlunun evlenmesiyle başlar. Kişiler ise padişahın oğluna yardım eden ve sihirli, şekil değiştiren bir balık olan Baltaoğlan’dır.  Baltaoğlan, olağanüstü bir karakterdedir. Bu masaldaki diğer kişiler ise balıkçı, padişahın sevdiği kız ve kızın ağzından çıkan ejderhadır. Ancak bu masalda padişahtan hiçbir şekilde bahsedilmemiştir.

Zaman, masallarda kronolojik bir zaman dilimidir. Bu masalda da kronolojik bir masal dilimi mevcuttur. Ama bu zaman belirsizdir. Bu masalda hatırlatılmak istenen olay, durum ya da olgu konuşma içerisinde verilmiştir. Padişahın oğlunun zamanında yaptığı bir iyilik üzerine sevdiği kızla sorunsuz bir şekilde kavuşmasına yardım eden Baltaoğlan’ın iyiliği diyalog içerisinde verilmiştir.

Masallara inanılmaz ama gerçekmiş gibi davranılır. Bu yüzden masalın sonunda iyiler kazanır, kötüler cezalandırılır.

Masallarda olağanüstü ve gerçek/somut mekânlar bulunmaktadır. Bu masalda gerçek/somut bir mekân söz konusudur. Saray, düğün mekânı, deniz kenarı gerçek/somut mekânlardır. Ancak bu mekânların nerede olduğu belirsizdir. Masallarda gerçek/somut mekânlar olsa dahi bu mekânlar masal mekânlarıdır. Kalıp mekânlardır.

Masallar şekil itibariyle mensurdur. Ancak manzum-mensur masallar da vardır. Bu masal tamamıyla mensur bir masaldır.

Masallar yapı bakımından; bir tekerlemeyle başlar. Bu masalda da kısa bir giriş yapılmıştır : “Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.”  Masallarda tekerlemelerden sonra zaman, mekân ve şahıs isimleri yer alır. Bu masalda da bu durum mevcuttur. Masalın sonu da kahramanlarının kaderlerinin tayin edildiği bir cümleyle bitmiştir: “Onlar erer muradına, biz de çıkalım kerevetine.”

Masallardaki dil ve üslup, genellikle öğrenilen geçmiş zaman veya geniş zamandır. Bu masalda da masal anlatıcısı öğrenilen geçmiş zaman kipi kullanmıştır. Masalda kullanılan kip de masalların gerçek olmadığını gösteren bir kanıttır.

Masallar, sözlü kültür ortamında yaratılır, icra edilir ve nakledilir. Baltaoğlan masalı da masal anlatıcısının evinde derlenmiştir. Masal motifleri evrenseldir. Evrensel motiflere sahip olmakla birlikte her milletin değerleri ve kültürleri ile şekillenir. Her milletin çocuğu kendi masalları ile büyümelidir. Kendi milletinin masallarıyla büyümeyen çocuklar geleceğe dair hayaller kuramazlar. Bu bakımdan masalların işlevi önem arz etmektedir. Eğitim işlevi ve değişmeyen bir mesajının olması masallardaki olağanüstü dünyayı son derece gerçekçi kılmaktadır. Aksaray’dan derlenmiş olan “Baltaoğlan” masalı aşağıda verilmiştir:

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Bir padişahın yakışıklı bir oğlu varmış. Bir gün bu padişahın oğlu saraydan gezmeye çıkmış. Deniz kenarında gezerken bir yeşil balık görmüş. Bu yeşil balığı gördükten sonra bu balıkçı bu yeşil balığı tuttuğunu fark eder. (Padişahın oğlu balıkçının) tuttuğu o balığı görünce balığa dayanamayıp balıkçıya der ki: “Sen bu balığı denize bırak para karşılığı.” der ve denize balığı bıraktırır. Denize bıraktırdıktan sonra saraya tekrar döner. Saraya döndükten sonra tekrar aradan birkaç gün sonra dışarı çıkmak ister. Bir köyde çok güzel bir kızın olduğunu öğrenir. Bu kızla tanışmak ister. Bu kızı görür, beğenir, ona âşık olur. Tabi kızın başına gelenlerden haberi yokmuş bu padişahın oğlunun. Kız 39. kez evlenip 39. kez evlendiğinde bütün gerdek gecelerinde evlendikleri eşleri ölmüş. Tabi bundan padişahın oğlunun hiçbir haberi yokmuş. Padişahın oğlu 40 gün 40 gece düğün yaptıktan sonra gerdek gecesi olmadan bir Baltaoğlan’la tanışır düğün esnasında. Baltaoğlan: “Ben bugün sizle yatacam.” der. Tabi padişahın oğlu: “Bizde böyle bir gelenek yok. Sen bizle yatamazsın. Bir üçüncü kişi olmaz.” der. Gerdek gecesine üçüncü kişinin girmeyeceğini söyler. Israr eder Baltaoğlan. Bunun ısrarlarına rağmen ben sizle yatacam diye ısrar eder ve bunlarla kalmayı kabul ettirir kendisine. Odaya bir perde asarlar. Bu perdenin arkasında Baltaoğlan kalır. Bunlar diğer tarafında kalırlar. Tabi gerdek gecesine girecekleri anda kızın ağzından ejderha çıkar. O anda Baltaoğlan elindeki baltasıyla ejderhanın kellesini vurduğu gibi uçurur. Uçurunca geri galan ejderhanın kısmı kızın vücuduna girer ve o günü ölümsüz bir şekilde tamamlarlar. Tabi sabah olur. Baltaoğlan dışarıya çıkar. Dışarda görse ki kazanlar kurulmuş, içerisinde su var, tabi kaynar su. Bunu kadınların yaptığını görür sorar. Kadınlara der ki: “Bunu ne için yapıyorsunuz?” O arada kadının bir tanesi der ki: “Bugün buradan bir cenaze çıkacak.” der. Böyle diyince Baltaoğlan sinirlenir. Ayağıyla tepikler, kazanları devirir. Kazanları devirdikten sonra orda o gün ölüm olmaz. Ertesi gün, ikinci gün Baltaoğlan tekrar ısrar eder. “Bugün de sizle yatacam.”der. Sizinle yatacam deyince padişahın oğlu: “Artıh senin işin bitti. Bugün bizle kalmana gerek yok.” der. Tabi Baltaoğlan buna ısrar eder. O gün de onlarla kalır. Kızın bu sefer göğsünden yarım kalan ejderha tekrar ordan dışarıya alevle püskürünce Baltaoğlan elindeki baltasıyla kalan kısmını da koparıp orda ejderhayı yok eder. Döner, padişahın oğluna der ki: “Bugün benim işim bitti. Ben artık gidebilirim.” Tabi padişahın oğlu buna çok sevinir. “Dile benden ne dilersen. Her istediğini yapıyım.” der. Tabi Baltaoğlan der ki: “Geçmişte bir iyilik yaptın mı? Bunu hiç düşündün mü?” diye sorar. Tabi padişahın oğlu şöyle bir düşünür. “Geçmişte bir tane iyilik yapmıştım. Deniz kenarında gezerken bir yeşil balık görmüştüm. Balıkçının onu tuttuğunu ve ona para verip onu tekrar denize bıraktırmıştım. Sadece bunu hatırlıyorum.” der. Tabi o: “Benim.” der. O anda silkinir yeşil balık olur. Silkinir tekrar insan olur. Der ki: “Sen bana bir iyilik yap.” der padişahın oğluna. “Beni deniz kenarına bırak. Ben o zaman görevimin bittiğini tamamlarım.” der. Deniz kenarına götürür padişahın oğlu Baltaoğlan’ı. Orda denize bırakır. Tekrar o, silkinip yeşil balık olduğunu görür. Tekrar döner. Onlar erer muradına, biz de çıkalım kerevetine.

KAYNAKÇA

  • Kaynak Kişi: Hacı Karakaya, Erkek, Aksaray/Merkez (Aratol Mahallesi), 1971; öğrenim durumu: ilkokul; mesleği: hizmetli, Aksaray Kaynak Kişinin Evi, 15.03.2020.

Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Öğr. Gör. Zehra BAYIR

Anahtar Kelimeler: Halkbilimi, Baltaoğlan, Masal, Aksaray.