AKSARAY İSMİNİN KAYNAĞI

Kadim uygarlıkların kurulduğu Aksaray isminin kaynağı hakkında muhtelif rivayetler vardır. Birbirinden farklı medeniyetlerin kurulduğu şehir, bir medeniyetin yerini diğer bir medeniyet aldığında tabiatıyla isimde değişiklikler olmuş, bu sebeple şehir tarih boyunca çeşitli isimlerle adlandırılmıştır. Tarihin en eski devirlerinden beri bir yaşam alanı olan Aksaray’a, Hitit ve Asurilere ait yazılı tabletlerde farklı isimler verildiği görülmektedir. Şehre, Uirimme ve II. Sargon döneminde Şinuhtulu eski Asur döneminde ise Şinakhuttum denilmiştir . Kültepe-Kaniş’in eski Asurca metinlerinde Burushaddum  denildiği ileri sürülmektedir. Burushaddum’un daha ziyade Acemhöyük için kullanıldığı düşünülmektedir.  Yine eski Asur döneminde Şinakhuttum  ya da Sinahuddum ismine de rastlamaktayız. Muhtemelen Asur tabletlerinde bölge için bu isim kullanılmış olsa gerektir. Hitit döneminde Naram Sin’in faaliyetlerini ele alan ve Boğazköy arşivindeki bir metinde, ona başkaldıran şehirler arasında Kursaura şehrinin de yer aldığı belirtilmektedir. Bu isimlendirme daha sonra Garsaura şeklinde söylenmiştir . Garsaura’yı Roma krallarından Antonius yeniden kurmuştur . Antik dönemde Garsauritis  ya da Garsaura adıyla bilinen şehrin, “M.Ö. 3000 yıllarında Hitit merkezlerinden Karsaura ile aynı yer olduğu kabul edilmektedir.” Garsaura 61. Strabon zamanında eski parlaklığını kaybetmiştir .

Kapadokya krallarından Archellais (Archelaos), krallığının sonlarına doğru Aksaray’a Archelais adını vermiştir. Lloyd, Archellais’in Kapadokya’nın Helenleşmesi döneminde önem kazanan Garsaura’yı kendi adından hareketle Archelais olarak değiştirdiğinden bahsetmektedir.  Şehrin uzun zaman bu isimle anıldığı da tahmin edilmektedir . Kapadokya Krallığından sonra bölge Romalıların yönetimine geçmiştir. Roma Kralı Cladius Aksaray’a Roma kolonicilerini yerleştirmiştir. Bundan dolayı Aksaray’a Colonia Archelais  adı verilmiştir. Şehrin Romalılara geçmesine rağmen şehir için Archellais’in ismine izafeten verilen Archellais isminin kullanıldığını görmekteyiz.

Colonia Archelais ismi David French tarafından Aksaray’da bulunan kitabelerde de geçmektedir . Ünlü Fransız seyyah Bertrandon de la Broquière Kudüs’e gerçekleştirdiği seyahatinde Anadolu şehirlerini de gezer. Seyahatnamesinde Atsaray veya Athsaray’dan bahsetmektedir. Bu isim Aksaray’ı hatıra getirmektedir. Muhtemelen Broquière, halktan öğrendiği Aksaray ismini kendi telaffuzuyla eserinde bu şekilde yer verdiği düşünülebilir . 19. yüzyılda Anadolu’ya gelmiş seyyahlardan William Martin Leake (1800), William John Hamilton (1837) ve John Murray (1840), Aksaray’dan Ak-serai şeklinde bahsetmektedirler. Bu seyyahlar, Aksaray’ın telaffuzundan dolayı muhtemelen bu şekilde yazmışlardır . 1839’lu yıllarda Anadolu’da bulunan William Ainsworth ise hem Colonia Archelais hem de Ak-Serai isimlerini kullanmıştır . 1833 ve 1843’te Anadolu’ya iki kez seyahat yapan Charles (Felix-Marie) Texier’in “Küçük Asya” isimli seyahatnamesinde Archelais ismi geçmektedir . 1895 tarihinde Aksaray’a gelen Friedrich Sarre de “Küçükasya Seyahati” adıyla dilimize çevrilen seyahatnamesinde Aksaray’ın antik adının Archelais olduğundan bahsetmektedir. Şehrin altın çağını Bizans ve Selçuklu dönemlerinde yaşadığını da belirtmektedir . 1884’te Anadolu’ya seyahat yapan J. R. Sitlington Sterrett, Ak Serai adını kullanmış ve Ak Serai isminin yanına parantez içinde l’ancienne Archelais (antik Archelais) adını yazmıştır . W. M. Ramsay’da City of Colonia ve parantez içerisinde Archelais, Ak Serai yazmıştır  .

Konyalı, Arap kaynaklarında Aksaray’ın metamir şeklinde isimlendirildiğini söylemektedir. Yine Arap kaynaklarına göre Halife Memun zamanında burasının yeraltı mahzenleriyle, ambarlarıyla, sığınaklarıyla ve barınaklarıyla meşhur olduğundan bahsedilmektedir. Konyalı, Batı kaynaklarında Aksaray, Melendiz, Belisırma, Selime ve Ihlara arasında bulunan yerlere Mergü’l-üsküf denildiğini ileri sürmektedir.  İbnü’l-Azrak’ın British Museum’da bulunan “Tarih-i Meyyafarkin” isimli eserinde günümüzdeki kullanıma yer verildiği görülmektedir . Arapça, Farsça ve Türkçe kaynaklarda ve en eski Selçuknamelerde şehrin adı Aksera ve Aksara şekillerinde geçmektedir . İbn Batuta seyahatnamesinde Aksaray’dan Aksara diye bahsetmektedir .

Anadolu Selçukluları döneminde II. Kılıçarslan’ın saltanat yıllarında şehir parlak dönemlerine geri dönmüştür. Sultan, 1170’te şehri yeniden kurmuştur. Burada kendisine beyaz taşlardan bir saray , askerlerine evler, camiler, medreseler ribatlar ve çarşılar yaptırmıştır. Sultan seferlerine buradan başladığı ve bir gaza merkezi olduğu için Aksaray Darü’z-Zafer (Zafer evi), Darü’l-Cihad ve Darü’r-Ribat şeklinde de isimlendirilmiştir . Konyalı da bunu desteklemektedir . Evliya Çelebi, burada büyük evliyaların bulunmasından dolayı müverrihlerin buraya Darü’s-süleha, Rumların ise Pegahelna (Piga Helena) dediklerini söylemektedir . Aksaray’la ilgili bir manzumede de Kubbetü’l-İslam, Darü’z-Zafer gibi isimlerin geçtiği görülmektedir .

KAYNAKÇA

  • Veli Sevin, “M.Ö. I. Bin Yıl Demir Çağı: Krallığın Koruyucuları”, Kapadokya, ed. Metin Sözen, Ayhan Şahenk Vakfı Yay., İstanbul 1998, s. 188, 190.
  • Nimet Özgüç, Acemhöyük-Burushaddum I, TTK, Ankara 2015, s. 1.
  •   Seton Lloyd, Türkiye’nin Tarihi, (çev. Ender Varinlioğlu), Tübitak Popüler Bilim Kitapları, Ankara 1997, s. 28-29.
  •   Sevin, “M.Ö. I. Bin Yıl Demir Çağı: Krallığın Koruyucuları”, s. 188.
  •   Turgut Yiğit, “Akkadlar Devrinde Anadolu’nun Siyasal Yapısı”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 40, 3-4, 2000, s. 23 (ss.13-28).
  •   İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Niğde Aksaray Tarihi, C: 1, Fatih Yayınevi Matbaası, İstanbul 1974, s. 135.
  •   Konyalı, Aksaray Tarihi, C: 1, s.145.
  •   Muhammet Görür, “Kentler ve Çevre: Aksaray”, Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi Uygarlığı 2, ed. Ahmet Yaşar Ocak-Ali Uzay Peker-Kenan Bilici, KTB, Ankara 2006, s. 175. (ss. 175-181).
  •   Lloyd, Türkiye’nin Tarihi, s. 239.
  •   Görür, “Kentler ve Çevre: Aksaray”, s. 175.
  •   Konyalı, Aksaray Tarihi, C: 1, s.145.
  •   Fahri Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray ve Çevresi, (editör: Taner Aslan), Aksaray Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, Aksaray 2012, s. 33.
  • Yüzyılda yaşamış olan Bertrandon de la Broquière, Philip’in emriyle doğu seyahatine çıkarak, Anadolu’ya gelmiş bir seyyahtır. Bkz. Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray, s. 42.
  •   Bu telaffuza dair şu örnek bunu doğrular niteliktedir. Ramsay Kesik Köprü’ye Kesik Keupru demektedir. Bkz. Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray, s. 61, 69, 152.
  • Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray, s. 130.
  • Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray, s. 156.
  •   Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray, s. 179.
  •   Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray, s. 163.
  •   Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray, s. 169-172.
  •   Konyalı, Aksaray Tarihi, C: 1, s. 243.
  •   Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 1993, s. 47, 695.
  •   Konyalı, Aksaray Tarihi, C: 1, s. 310, 1268.
  •   Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray, s. 40.
  •   Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde “Aksaray denmesinin sebebi de Kılıçarslan Şah’ın taht şehri olmakla büyükler, büyük saray bina ederler. … Bu saray geriden bembeyaz göründüğünden bulunduğu şehre de Aksaray demişlerdir.” Demektedir. Bkz. Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray, s. 51.
  •   Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, s. 233.
  •   Konyalı, Aksaray Tarihi, C: 1, s. 312. “Mahruse-i Darü’z-Zafer Aksara”.
  •   Yıldırım, Seyyahların Gözünden Aksaray, s. 51.
  •   Muallim Sapancalı Hüsnü, Hasan Dağı’nda İlmî Cevelan, (hzl: Dr. Nevzat Topal), Kömen Yayınları, Konya 2009. Ayrıca bkz. Konyalı, Aksaray Tarihi, C: 1, s. 1264, 1266.

Madde Yazar Bilgileri:

Yazar: Doç. Dr. Taner ASLAN

Anahtar kelimeler: Aksaray, Archellais, Darü’z-Zafer