AKSARAYLI RESSAM FİKRET OTYAM’IN RESİMLERİNDE ANADOLU KADINLARI
1.GİRİŞ
Fikret Otyam, Anadolu’yu, Anadolu insanını, doğasını, hayvanlarını, bitkilerini ve yerel unsurları işlemeyi seven bir ressamdır. Resimlerinde göz figürleri özellikle ilgi çeker. Bilhassa Anadolu kadınlarının gözlerini iri ve dikkat çekici olarak betimler. Fikret Otyam’ın sanat serüvenine dikkatle bakınca sürekli bir gelişme arayışı göze çarpar. Onun resimleri kadar belki de daha fazla fotoğrafları da Türk sanatında önemlidir. Sürekli akademizmden uzak durur ve kendine özgü geliştirdiği resim dili içten bir sağlamlık taşır.
Fikret Otyam’ın renklerinde, konularında ve naif anlatımında kullandığı üslubu, akademik resim öğreniminin bağlandığı geleneğin bir göstergesidir. Sanatçının resimlerinde, Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan aldığı derslerin ve esinlenmenin de etkisiyle, geleneksel Türk sanatı izleri açıkça görülür.
Onun resimlerinde genç kadınların gözleri adeta Şahmeran’ın gözleri gibidir. Kadınların giysileri rengarenk çiçekler gibidir, yani figürler doğayla iç içe bütünleşmiştir. Fikret Otyam’ın en çok işlediği konular, Anadolu’nun eşsiz doğası, yüce dağlar, kar altındaki köyler, ceylan bakışlı genç kadınlar, kadınların rengârenk kıyafet ve başlıkları, ve yüzlerce yılın izlerini ve ümitlerini taşıyan o iri gözlerdir (Demirel, 1997:15-37).
Tüm sanat yaşamı boyunca farklı ve yeni olanın peşine düşen sanatçı, kendini tekrar etmekten itina ile kaçınmıştır. Fikret Otyam’ın resimlerinde konu, genellikle Anadolu insanı ve Anadolu sevgisi üzerinedir. Anadolu insanının zorluklarla dolu mücadeleleri, çileli yaşam şartlarını ve duygusal etkileşimini eserlerinde yansıtır. Bilhassa iri ve kara gözlü Anadolu kadınları onun imzası olmuştur.
Resimlerinde en çok kullandığı temalar, Mevleviler, Zülfikar, Hz. Ali, melek, üzerlik nazarlıklar, iri kara gözler, takılar, kadın başlıkları, keçiler, eşek, Şahmeran, toprak damlı evler, iğne oyaları, tavus kuşu, güvercinler, deve, kar, öküz arabası-kağnı, dokumalar, karanfil, çiçekler, at, halk oyunları, dans ritüelleri, karga, kedi, hindi, ceylan gibi figürlerdir.
Fikret Otyam, genellikle eserlerinde Anadolu’yu ve Anadolu kültürünü işler. Onun eserlerinde yer alan ve çözümlenmeyi bekleyen göstergeler mitolojik, ideolojik, mistik ve dini pek çok derin anlamlar içermektedir. Sanatçının resimleri çözümlenirken eserlerinde bulunan iri gözlü kadın figürlerinin, sembolik anlatımı üzerine gidilecek ve tüm bunların içinde barındırdığı düz ve yan anlamlar göstergebilim eser çözümleme yöntemiyle incelenecektir.
2.Göstergebilim Resim Çözümleme Yöntemi
Bir sanat eserinin göstergebilim analizi, sanat eleştirisi olarak ta tanımlanabilir. Göstergebilim ile sanat eserini inceleme ve çözümleme sanat eleştirisinde yeni bir dönem olarak kabul edilebilir. Göstergebilim yöntemiyle sanat eserlerinin incelenmesi ve bilhassa resim sanatında gösterge değeri taşıyan sembol ve işaretlerin çözümlenmesi, 2000’li yıllardan sonra hızla gelişmektedir. Ayrıca sinema, tiyatro, reklam ve moda dünyasında da görsel ögeler ve sembolik anlatımlar göstergebilim yöntemiyle çözümlemeye çalışılmaktadır.
Göstergebilimin kurucularından kabul edilen Fransız dilbilimci Saussure, göstergeyi gösteren ve gösterilenden oluşan ikili bir sistem olarak ifade eder. Çağdaşı Amerikalı mantıkçı Peirce ise buna yorumlayan faktörünü ekleyerek üçlü bir anlatım şeması çizer.
Gösteren: Sembol ve işaretler. Gösterilen: Düz anlam ve yan anlamlar. Barthes ve Chomsky buna ayrıca derin anlam çözümlemesini de ilave ederler (Rifat, 2009:75).
Gösterge, en genel tanımı ile, kendi dışında bir şeyi işaret eden ve dolayısıyla bu işaret ettiği şeyin yerine geçebilecek özellikte olan her tür olgu, nesne ve biçim olarak ele alınabilir. Gönderge: Gösterge olarak görülen bir biçim veya sembolün gönderme yaptığı ikinci dereceden anlamlardır. “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” gibi.
J.Mukarovsky’e göre sanat eseri göstergelerden oluşan bir dizgeler bütünüdür (Sladek, 2014:172). Bir sanat eseri, ait olduğu dönem ile ortak unsurlar içerebilir. Üslup, eğilim ve diğer sanatsal özellikler göstergebilim açısından ortak kodlar taşıyabilirler. Sanatçı, hangi alanda eser verdiğine bakılmaksızın, benzer bir sanat dili ile eserinde göstergeler kullanır. Bunlar, ister somut isterse soyut biçimler olsun, pek çok düz ve yan anlamlara gönderme yaparlar. Bir sanat eserinin incelenmesinde, eserin tanımlanması, çözümlenmesi, yorumlanması yargılanması sanat eleştiri kuramlarının temellerini oluşturur.
Göstergebilim eser çözümlemesinde ise, eser tanımlanıp göstergeler tespit edildikten sonra, göstergelerin içerdikleri düz anlam, yan anlam ve derin anlamların yorumlanması esas alınır (Batu, 2011:123).
Fevziye Eyigör’e göre, sanat eserlerine ait her okuma açık uçludur. Yorumlar bitimsiz ve içerikler sınırsızdır. Sanat yorumu yapan her birey daha önce bir araya getirilmemiş ihtimalleri sonsuz çeşitlilik içerisinde bir araya getirebilir (Eyigör, 2008:255).
Göstergebilim yöntemiyle moda ve sanat eleştirileri ile tanınan Roland Barthes, eski insan toplumlarında giyecek ve balta sahibi olmayı önemli bir gösterge olarak tanımlar. Bu göstergelerin düz anlamlarını, yan anlamlarını ve derin anlamlarını çözümler.
Barthes’e göre herşeyin görünen ve bilinen ortak kavramların dışında kastettiği yan anlamları ve çağrıştırdığı derin anlamları vardır. Bu derin anlamlar, bilinçaltına gönderme yapabildiği gibi mitolojilere, ideolojilere, inanç ve mistik güçlere de gönderme yapabilirler (Gottiner, 2005:30-33).
Dil ile iletişimin araçları olan konuşma ve yazıda olduğu gibi, dil dışı iletişimin aracı olan renkler, biçimler ve davranışlar da gösterdikleri anlamların anlaşılması için çözümlenebilir Yazılı ve sözlü metinlerde olduğu gibi, semboller ve işaretler de parça parça veya bir bütün halinde ele alınıp çözümlenebilir. Sanat eserlerinde yer alan plastik anlatım ve içeriği oluşturan figür ve biçimler, göstergebilim eser inceleme yöntemleriyle çözümlenebilir. Bu bağlamda geliştirilen anlam çözümleme şeması, karşıt anlamlar şeması, eyleyenler şeması ve göstergebilimsel dörtgen şeması, göstergebilim eser çözümlemelerinde önemli olanaklardır (Soylu,2016:58).
3.Fikret Otyam
Anadolu’da Cumhuriyetin ilk yıllarında büyüyen Fikret Otyam fakirlik ve imkansızlıklar içerisinde ancak huzurlu ve mutlu bir çocukluk yaşar. Fikret Otyam 19 Aralık 1926 tarihinde, Aksaray’da doğar. Babası Yemen’de ve Anadolu’nun kurtuluş yıllarında askerlik yapan ve emekli olduktan sonra da Aksaray’da eczane açan Vasıf Efendi, annesi ise Naciye Hanım’dır. Babası Vasıf Bey İsmet İnönü’nün silah arkadaşlarındandır. 24 Temmuz 1942 tarihinde, Reisi Cumhur İsmet Paşa, Adana’dan Ankara’ya geçerken öğle yemeğini Otyam’ların evinde yer. Sanatçının kardeşleri ünlü besteci ve orkestra şefi Nedim Vasıf Otyam ile Nusret Kemal Otyam da sanat dünyasında yer alırlar.
Fikret Otyam, ilk ve orta öğretimini Aksaray’da okumuştur. Ortaokulda iken Fransızca öğretmeni olan Emekli Albay Lüleci Haşim kendisine bir fotoğraf makinası hediye eder ve sanatçının sanat tutkusu bu şekilde başlamış olur. Fikret Otyam lise öğretimini kesintili olarak, Ankara ve Kayseri de görmüştür. Resim yapmayı çok sever ve kontraplak üstüne yaptığı resimlerle Halkevi’nde sergi açar. Bir gün Belediye’nin önünde Nevşehir arabası bekleyen ve İstanbul’da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenci olan Neşet Günal ile tanışır. Akşam yemeğinde babasına “okulumu buldum” der. Daha sonra kendini hocaların hocası, Çallı’nın atölyesinde bulur.
Liseden sonra Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde eğitime başlar. Resim eğitimini ünlü ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun atölyesinde tamamlar. Tuvallerinde de tıpkı fotoğraf ve röportajlarında olduğu gibi Anadolu insanını resmeder. Akademiden, fotoğrafçılıktan, gazetecilikten biriktirdikleri, Anadolu’ya duyduğu aşkla birleşir. Resimlerinde başı örtülü Anadolu kadınlarını figür olarak sık sık kullanmaktadır. Anadolu’yu, insanlarını, hayvanlarını, bitkilerini ve mahalli unsurları işlemeyi seven bir ressam olarak dikkat çeker. Fikret Otyam’ın resim serüvenine dikkatle bakınca süreklilik içinde bir gelişme çizgisi açıkça görülür. Akademi eğitimine karşın, sürekli akademizmden uzak durmaya çalışır. Kendine özgü, sağlam ve içten bir resim dili geliştirmiştir. 1979 tarihinde gazeteden emekli olduğunda Antalya’ya yerleşerek özgürce resimler yapmaya başlar (Demirel, 1997:15-37).
3.1. Fikret Otyam ve Onlar Grubu
Osmanlı son döneminde batılılaşma süreciyle başlayan Türk resim sanatı, Empresyonizm ve Oryantalizm etkisi ile Cumhuriyet döneminde ulusal sanat arayışlarını ortaya çıkarmış ve yönetimlerin de teşvikiyle kurulan D Grubu gibi sanat toplulukları, bütün sanat alanlarında, Anadolu ilgisini merkeze çekmiştir.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencileri tarafından 1945 yılında kurulan Onlar Grubu da, ilhamını ve konularını Anadolu yaşamı ve geleneksel sanatlarından alan bir anlayışla hareket eder. Fikret Otyam o dönem de gazeteci kimliği ile ön planda olmakla birlikte fotoğraf ve resim sanatıyla da ilgilenmektedir. Hem Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencisi hem de Anadolu teması ile çok yakından ilgili bir kişi olarak bu grupta onun yer almaması mümkün değildir.
Onlar Grubu, Anadolu kültürü ve motiflerini akademik bir çizgi ile yorumlayarak, ulusal bir resim anlayışı ortaya koymaya çalışır. Bu grup, Anadolu temasını ve insanını resimlerine yansıtmayı bir görev kabul eder. Anadolu’nun geleneksel sanat motifleriyle modern resim tekniğini birleştiren özgün bir üslup ile kurmayı amaçlamıştır (Öndin, 2003:193-194),
Onlar Grubu’nun düşünce sistemi, batı sanatı anlayış ve teknikleriyle Anadolu sanatı arasında bir sentez yaparak Anadolu kültürünün kimliğini ön plana çıkmaktır. Grubun sanatçıları farklı üslup ve tekniklerle ele aldıkları konularla özgün bir resim anlayışı ortaya koymuşlardır (Yılmaz, Küçükşahin, 2017:164).
Turan Erol, grubun folklorik değerleri ortaya çıkarmak amacıyla yola çıkmadığını, çağdaş resim anlayışı ve halk kültürü arasında bir bağ kurmak amacında olduğunu söyler (Özsezgin, 2003:19).
Cumhuriyet döneminde ulusal sanat arayışlarının amacı, çağdaş sanat düzeyine ulaşmayı başarmış, Türk kimliğini yansıtarak, özgün bir sanat oluşturmak olarak tanımlanabilir. Bu düşünce, Atatürk inkılaplarının ve yeni Türk devletinin modernleşme sürecinde, ulusal kimliği ve kültürü koruma amacıyla örtüşmektedir (Giray, 2003:20).
Grubun sanatçıları, resimlerinde Anadolu insanının sosyal problemlerini ve yaşayışlarını ele alarak Türk resminde yeni arayışlara da imza atmışlardır. Bu sanatçılarda, içerik ya da biçim yönünden ulusal bir sanat arayışları olsa da, batılı resim geleneğinin etkisi devam etmektedir (Yılmaz, Küçükşahin, 2017:164).
3.2. Fikret Otyam Resimlerinde Anadolu Kadınları
Fikret Otyam’ın çocukluğu Aksaray’da, Anadolu kültürü içerisinde dolu dolu geçtiği için, resimlerinde Anadolu teması hiç eksik olmamıştır. Gazeteci ve fotoğraf sanatçısı kimliği ile dolaştığı güzel yurdun bilhassa Güney Doğu ve Doğu Anadolu coğrafyasının çetin kışları, kurak yazları ve zor yaşam şartları onun ilgi odağı olmuştur. Anadolu insanının yaşamın zorlukları karşısında sabrı, azmi ve mücadelesi onun resminde hayranlıkla sergilenir. Bilhassa Anadolu kadını, adeta doğa kanunu gibi en ağır yükleri omuzlar. Bütün ailenin ve çocukların sorumluluğu yanı sıra, hayvanlarla ilgilenmek ve tarım işlerinde de çalışmak onların olağan görevleri arasındadır. Bu yüzden Fikret Otyam resimlerinde bazen zerafet ve kutsallık göstergesi olan tavus ve güvercinlerle betimlenen Anadolu kadını bazen de keçi ve koyunlarla birlikte kompozisyonda yer alır.
Oktay Akbal “Fikret Otyam Anadolu’ya, Anadolu insanına vurgun bir kişidir” der. Ona göre Otyam toplum öncüsü bir sanatçıdır. Anadolu insanını, yaşadığı yaşam koşullarını yerinde gören, gezen, dolaşan ve yaşayan bir kişidir. Gerek fotoğraflarında gerek ise resimlerinde Anadolu insanının çilesini, yaşam koşullarının ağırlığını, bir yazgı gibi insanı sarmalayan o kör talihi yansıtır. “Eşek kapıdan çıkıyor, keçi damda geziyor!. Burası Anadolu’dur. Doğa ile insan iç içedir, yan yanadır, bir bütündür. Tanrı böyle istiyor, öyleyse böyle olacak’ Bir yazgıya kaptırmış kendini, daha doğrusu yazgı diye bellediği bir kör inanışa” (Akbal,1974:73-76).
Fikret Otyam’ın resimlerinde Anadolu kadınları iri ve sürmeli gözleri ile tasvir edilir. Ona göre bu kadınların gözleri doğuştan sürmelidir. Üstüne bir de sürme çekerlerse daha da abartılı bir dikkat çekerler. Bunu resimlerinde iyice abartarak bu gözleri adeta kendisine bir imza yapar. “Keçiler ve kadınlar bizim velinimetimiz. Güneydoğu’daki kadınların gözleri doğadan, doğuştan sürmeli. Kürt, Arap kadınının gözleri zaten sürmeli. Bir de sürme çekerler, olur fincan gibi. Biraz da ben abartıyorum.
Bu gözler benim imzam gibi oldu. İmzam olmasa da ‘Bu Otyam’ derler” (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/fikret-otyam-80-yasinda-3785783, 30.10.2018)
Fikret Otyam’ın resimlerinde Anadolu insanının yüz ifadeleri duygusal bir etkileşim ve iletişimin göstergesi olan dışavurumcu bir anlatım içerir. Bu yüzlerde acı, hüzün ve çile okunur. O bütün yüzlerdeki acıyı ve dehşeti olduğu gibi yansıtmak amacındadır. Ankara’da açtığı bir resim sergisinde, Fikret Otyam’ın resimlerini satın alan hayranı bir kadın gelir. Her sergiden muhakkak ufak ya da büyük bir portre alan kadın, o gün sergiye geldiğinde almaz. O zamanlar Cumhuriyet Gazetesi’nde yazan Otyam’a, “Sen, bugün kendi gazeteni okudun mu?” diye sorar. Otyam, “okudum” cevabını verir. Cumhuriyet Gazetesinin o günkü manşeti, “Bugün 19 Ölü”. Gençler çatışmış, 19 genç hayatını kaybetmiştir. Kadın; “Yaaa. Ben, bu gençlerin acılarına yanarken, düşünebiliyor musun 19 genç can gitmiş, bir de para verip, bu acı suratları mı alacağım, bu acıları duvarıma mı asacağım? Ne hakkın var buna” der. Onun bu söyledikleri Otyam’ı çok düşündürür. Anadolu kadınlarını hep güzelleştirdiğini düşünen Otyam, o yüzlerde ki hüzün ve acıdan kurtulamaz. (http://www.leblebitozu.com/surmeli-gozlu-anadolu-kadinlari-ile-sanatci-fikret-otyam/ 30.10.2018)
Fikret Otyam resimlerinde, hatta fotoğraf ve yazılarında, Anadolu halkının gözü, kulağı, dili olmaya çalışır. “İlkbahar, yaz, sonbahar, kış… Bir uzun macera… Sınırda jandarma zulmü, hastalık, kız kaçırma, kan davası, yoksulluk… Acıları yaşayan benim halkım; kadın, erkek. Ama en çok da kadınlar! Bu kadınların acılarını yaşadım ben. 1953’ten şu tarihe kadar. Onun için ezilen, horlanan, zulüm ve çile çeken insanları biliyorum. Ve en iyi bildiğim şeyi yapıyorum. Yani ben acılar çeken toplumun yazarıyım, fotoğrafçısıyım, ressamıyım” (http://www.milliyet.com.tr/-yuzler-ve-gozler-le-yolculuk-pembenar-detay-kultursanat-533570/ 30.10.2018 )
3.3.Fikret Otyam Resimlerinde Anadolu Kadınları ve Göstergebilim Yöntemiyle Örnek Çözümlemeler
3.3.1. Fikret Otyam Resimlerindeki Göstergeler
Şahmeran, Yılan, Anadolu Kadınları, Yöresel Kıyafetler, Kadın Başlığı, İri Gözler, Sürme, Takılar, Geleneksel Süsleme Motifleri, Renkler, Tavus Kuşu, Karga, Güvercin, Peri Bacaları, Keçiler, Eşek, Deve, İğne Oyaları, Nazarlıklar.
3.3.2. Fikret Otyam’ın Resimlerindeki Göstergelerin Anlam Çözümleme Şeması
Gösterge | Düz Anlam | Yan Anlam | Derin Anlam |
Kadınlar | İnsan, Dişi | Masumluk, İffet, Sadakat, Şefkat, Annelik, | Anadolu Halk Kültürü, Din |
İri Gözler | Görme Organı | Nazar, Bakış, Duygusal İfade, Hüzün, Acı, Çile, Korku, Kaygı | Psikoloji, Anadolu Halk Kültürü, Sanat Tarihi |
Sürme | Makyaj | Güzellik, Estetik, Dikkat Çekme, Sağlık | Anadolu Halk Kültürü, Din, İnanç |
Kadın Başlığı | Yöresel Kıyafetler | Masumluk, İffet, Giz, Dini Kaygı | Anadolu Halk Kültürü, Din, İnanç |
Peçe | Yöresel Kıyafetler | Masumluk, İffet, Gizem, Dini Kaygı | Anadolu Halk Kültürü, Din, İnanç |
İğne Oyası | Süleme Unsuru, Aksesuar | Zerafet, Zevk, Estetik Kaygı, Ruh İnceliği | Estetik, Psikoloji, Anadolu Halk Kültürü, |
Takılar | Aksesuar | Zerafet, Zevk, Estetik Kaygı, Ruh İnceliği | Estetik, Psikoloji, Kültür |
Şahmeran | Fantastik Yaratık | Doğaüstü Güçlere İnanma, Tılsım, Gizem,Yeraltı Dünyası | Mitoloji, Anadolu Halk Efsaneleri, İnanç |
Yılan | Canlı, Hayvan | Tehlike, İhanet, Zehir, Şifa | Mitoloji, Anadolu Halk Efsaneleri, İnanç |
Güvercin | Canlı, Hayvan, Kuş | Yaşam, Barış, Bereket, Doğurganlık | Mitoloji, İdeoloji, Din, Kültür, Mistisizm |
Karga | Canlı, Hayvan, Kuş | Kötü Talih, Bahtsızlık, Sabır, Çile | Mitoloji, Halk Kültürü |
Tavus Kuşu | Canlı, Hayvan, Kuş | Zerafet, İncelik, Asalet | Mitoloji, Halk Kültürü, Doğu Mistisizmi |
Eşek | Canlı, Hayvan | İş, Güç, Çalışkanlık, Emek, | Mitoloji, İdeoloji, Anadolu Halk Kültürü |
Keçi | Canlı, Hayvan | Bereket, Bolluk, Zenginlik | Anadolu Halk Kültürü |
Kırmızı | Renk | Kutsallık, Aşk, Sevgi Heyecan, Duygusallık | Mitoloji, İdeoloji, Din, Kültür |
Yeşil | Renk | Kutsallık, Doğa Sevgisi, Yaşam | Mitoloji, İdeoloji, Din, Kültür |
Siyah | Koyu Değer, Leke, Renksizlik | Karanlık, Cehalet, Negatif, | Mitoloji, İdeoloji, Din, Kültür |
Beyaz | Açık Değer, | Işık, Aydınlık, Pozitif, Saflık,Temizlik | Mitoloji, İdeoloji, Din, Kültür |
Gri | Ara Değer, | Tarafsızlık, Nötr, Arada Olmak, Araf | Mitoloji, İdeoloji, Din, Kültür |
Peri Bacaları | Doğa Parçası | Fantastik, Doğaüstü İnanış, Gizem | Mitoloji, Halk Kültürü, Doğu Mistisizmi |
Nazarlık | Aksesuar | Doğaüstü İnanış, Nazar, Büyü, | Halk Kültürü, Doğu Mistisizmi |
Tablo:1. Göstergebilim Anlam Çözümleme Şeması
3.3.3. Fikret Otyam’ın Resimlerindeki Göstergelerin Temel Karşıtlıklar Şeması
Acı | Sevinç |
Varlık | Yokluk |
Yaşam | Ölüm |
Sıcak | Soğuk |
Karanlık | Aydınlık |
Işık | Gölge |
Güzellik | Çirkinlik |
Dostluk | Düşmanlık |
Cehalet | Bilgi |
Masumluk | Suç |
Kolaylık | Zorluk |
Çalışkanlık | Tembellik |
Tablo:2. Temel Karşıtlıklar Şeması
3.3.4. Fikret Otyam’ın Resimlerindeki Göstergelerin Eyleyenler Şeması
Tablo:3. Anadolu Kadınları Göstergebilim Eyleyenler Şeması Çözümlemesi
3.3.5. Fikret Otyam’ın Resimlerindeki Göstergelerin Göstergebilimsel Dörtgen Çözümlemesi
Tablo:4. Göstergebilimsel Dörtgen Şema Uygulaması
Bu şema şöyle somutlaştırılabilir.
A1 ———————- A2
Kadın + Erkek = Çift Cinsiyetli Veya Biseksüel
A1_ ——————— A2_
Kadın Olmamak + Erkek Olmamak = Melek
A1_ A1
Kadın + Erkeksi Olmamak = Çekici Kadın
A2_ A2
Erkek + Kadınsı Olmamak = Maço-Sert Erkek
Görsel: 1. Fikret Otyam, Şahmeran, 1988, http://dilara45.blogcu.com/sahmaran-efsanesi/329199 01.10.2018).
Görsel:2. Fikret Otyam, 40×30 cm. 1996, Tual Üzerine Yağlıboya (http://www.fikretotyam.com/resimleri/90, 26.09.2018)
Görsel: 3. Fikret Otyam, 70×85 cm. Tual Üzerine Yağlıboya, (http://www.fikretotyam.com/resimleri/198, 26.09.2018)
Görsel:4. Fikret Otyam, Tual Üzerine Yağlıboya, (http://www.fikretotyam.com/resimleri/126 26.09.2018)
Görsel:5. Fikret Otyam, 110×90 cm. Tual Üzerine Yağlıboya (http://www.fikretotyam.com/resimleri/detay/otyam-in-fircasindan/248, 26.09.2018)
Görsel:6. Fikret Otyam, 95×122 cm. Tual Üzerine Yağlıboya, (http://www.fikretotyam.com/resimleri/54, 30.09.1998).
Görsel:7. Fikret Otyam, Kapodokya, 20×25 cm. 2001, Tual Üzerine Yağlıboya, Tolga Eti Sanatevi Kolleksiyonu (http://www.fikretotyam.com/resimleri/detay/harran-dan/289, 26.09.2018)
KAYNAKLAR
- Akbal, O. (1974). Ölümsüz Oyun, İstanbul: Çağdaş Yayınları.
- Batu, B. (2011). Sanat Eğitimi Alanında Yapıt İncelemelerinde Bir Yöntem Olarak Görsel Gösterge Çözümlemesi, Doktora Tezi, Ankara Ü. Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
- Eyigör, F. (2008). Yalçın Karayağız Ve Jean Genet, Artist Dergisi, Temmuz-Ağustos, s.216.
- Giray, K. (2003). ”Resim Sanatımızda On’lar Grubu: Kaynakları, Düşünce Yapıları ve Biçem Çözümlemeleri”, RH+, Sayı: 7, s.20-21.
- Gottdiener, M. (2005). Postmodern Göstergeler. Çev. E.Cengiz, İstanbul: İmge Yayınları.
- http://dilara45.blogcu.com/sahmaran-efsanesi/329199, 01.10.2018).
- http://www.fikretotyam.com/biyografi, (30.0,2018).
- http://www.fikretotyam.com/resimleri/126 26.09.2018)
- http://www.fikretotyam.com/resimleri/198, 26.09.2018)
- http://www.fikretotyam.com/resimleri/54, 30.09.1998).
- http://www.fikretotyam.com/resimleri/90, 26.09.2018)
- http://www.fikretotyam.com/resimleri/detay/harran-dan/289, 26.09.2018)
- http://www.fikretotyam.com/resimleri/detay/otyam-in-fircasindan/248, 26.09.2018)
- http://www.hurriyet.com.tr/gundem/fikret-otyam-80-yasinda-3785783, (30.0,2018)
- http://www.leblebitozu.com/surmeli-gozlu-anadolu-kadinlari-ile-sanatci-fikret-otyam/, (30.10.2018)
- http://www.milliyet.com.tr/-yuzler-ve-gozler-le-yolculuk-pembenar-detay-kultursanat-533570/, 30.10.2018 )
- Öndin, N. (2003). Cumhuriyet’in Kültür Politikası ve Sanat 1923- 1950, İstanbul: İnsancıl Yayınları.
- Özsezgin, K. (2003). ”On’lar: Bir Grup Dayanışması”, RH+, Sayı 7, s.16-19.
- Rifat, M. (2009). Göstergebilimin Abc’si, 3.Bs. İstanbul: Say Yayınları.
- Sladek, O. (2014). Prag Ekolünün Yapısalcı Poetikası Ve Geçirdiği Dönüşüm, Çev: Bahar Dervişcemaloğlu, İstanbul: Dergâh Yayınları.
- Soylu, R.(2016) Türk Resminde Mistik Semboller ve Göstergebilim Çözümlemeleri, Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi.
- Yılmaz, E , Küçükşahin, E . (2017). Fikret Otyam’ın Resimlerinde Halk Sanatının Etkisi: Yerellik ve Evrensellik Bağlamında Bir Değerlendirme. Art-e Sanat Dergisi, Sayı 10, s.160-186.
Madde Yazım Bilgileri:
Yazar: Rasim SOYLU, Mustafa DİĞLER
Anahtar Kelimeler: Fikret Otyam, Aksaraylı Ressam, Anadolu Kadınları.