ZİKİR RİSÂLESİ (RİSÂLE FÎ ZİKRİ KELİMETİ LA İLÂHE İLLALLAH)
(Şeyh Hâmid-i Veli, Somuncu Baba, Zikir Risâlesi, Risâle fî zikri kelimeti la ilâhe illallah)
Şeyh Hâmid-i Velî’ye (Somuncu Baba) atfedilen tasavvuf içerikli risâle.
Şeyh Hâmid-i Velî (Somuncu Baba), talebe yetiştirmenin yanında eser de telif etmiştir. Bu yönüyle o, müellif sûfîlerden sayılır. Ondan bahseden ilk kaynaklarda eser yazdığına dair bir bilgi bulunmasa da Vassaf ve Bursalı Mehmet Tahir Efendi onun Şerh-i Hadîs-i Erbaîn adlı eserinden bahsetmişlerdir. Bunun yanında Zikir Risâlesi (Risâle fî zikri kelimeti la ilâhe illallah) ve Silâhü’l-Mürîdîn adlı eserler ona isnat edilmiştir. Bunlardan farklı olarak Kâşifu’l-estâr an vechi’l-esrâr isimli bir eserinden daha bahsedilse de bu eser Zikir Risâlesi (Risâle fî zikri kelimeti la ilâhe illallah) adlı eserdir.
Bunlardan Zikir Risâlesi’nin şu ana kadar tespit edilen üç nüshası bulunmaktadır. İlki Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi nüshası ki bulunduğu nüshanın 270b-273b varakları arasında yer almaktadır. Başında “Risâle li Kutbi’l-Arif ve’l-Âlim eş-Şeyh Hâmid Aksarâyî” ibaresi bulunan bu nüsha Zikir Risâlesi’nin en eski nüshası olup 1166/1753 tarihinde Abdurrahman b. Şeyh Sadreddîn b. Sultan tarafından istinsah edilmiştir. İkincisi Osman Hulûsi Efendi Vakfı özel kütüphanesi nüshası ki 1232/1816 istinsah tarihli, Aksaraylı Seyyid Hacı Hasan oğlu İbrahim Uluborlu müstensihli nüshadır. Üçüncüsü ise Manisa İl Halk Kütüphanesi, Zeynelzâde Kitaplığı, 81/2 numarada kayıtlı nüshadır. Manisa İl Halk Kütüphanesi, Zeynelzâde Kitaplığı, 81/2 numarada kayıtlı nüshanın bir ketebesi bulunmamaktadır. Bu nedenle ne zaman telif edildiği ve müellife nisbeti hususları bu nüsha bağlamında muğlaktır. Bununla birlikte eserin unvan sayfasında “Hâzâ Risâle-i Hâmid-i Velî Aksarâyî” ifadesi yer almaktadır. Eserin hemen başındaki isim ve Osman Hulûsi Efendi Vakfı özel kütüphanesi nüshasındaki ketebe kaydı Zikir Risâlesi’nin Somuncu Baba’ya aidiyetine dair önemli veriler olsa da tereddütleri ortadan kaldırır mahiyette değildir. Bununla birlikte eser Keşfüzzunûn, Esmâü’l-müellifîn ve diğer biyografik kaynaklarda yer almamış, herhangi bir müellife atfedilmemiştir. Eserin başka bir müellife atfedilmemiş olması şimdilik Somuncu Baba’ya ait olduğu kanaatini kuvvetlendirdiğinden eser bu kabulle ele alınmıştır.
Nitelik olarak hacimli bir eser olmasa da Somuncu Baba’nın tarîkat anlayışını yansıttığını düşündüğümüz bu eserin muhteva analizi önemlidir. Nitekim müellif bu eserinde, tasavvufî düşüncelerini altı başlık altında toplayarak şu konulara değinmiştir: İlk başlıkta zikrin önemi ve zikir konusunda kelime-i tevhidin faziletinden; ikinci başlıkta, kelime-i tevhidin faziletinin nedenlerinden; üçüncü başlıkta, zikrin kısımlarından; dördüncü başlıkta zikrin şartları ve âdâbından; beşinci başlıkta tavsiyelerinden ve hangi zikir ve duaların yapılması gerektiğinden; altıncı başlıkta ise tac ve hırkanın beyanından bahsetmiştir. Müellif, bu eserde düşüncelerini ayet, hadis ve tasavvuf ilminin tanınmış sûfîlerinin sözleriyle temellendirmiştir. Bu bağlamda eserde ayet ve hadis zikretmenin yanında, hulefâ-i râşidînden Hz. Ali ve sûfîlerden Cüneyd-i Bağdâdî, Ebu Ali Dekkak, Ebu’l-Hasen Harakânî, İmam Gazâlî ve Sühreverdî gibi beş farklı sufînin görüşlerine yer vermiştir.
Somuncu Baba, en faziletli zikir olarak “kelime-i tevhid” cümlesini görmektedir. Bu nedenle o, dinin temel esasları olan farz, sünnet, nafileler ve şer’î diğer hükümleri eda ettikten sonra tüm vakitlerde zikir etmeyi tavsiye etmekte, tarîkat anlayışının temeline de “Lâ ilâhe illallah” zikrini koymaktadır. O, “Bizim sülûkumuz tarikat; tarikatımız da farzları, sünnet ve nafileleri ve şeriatın diğer haklarını eda ettikten sonra tüm vakitlerde “Lâ ilâhe illallah” cümlesini gizli-açık zikretmek üzere kurulmuştur. Bu vesileyle gece gündüz; seferde, hazarda; yalnızken ve halk içindeyken vakitlerimizi bu kelimenin zikri için harcarız. Doğrusu böyle olmak bir hakikat, hakikatlerin en doğrusu ve Allah’a en yakın olanıdır.” diyerek bu düşüncelerini ortaya koyar. Bunun yanında bu düşüncelerini teyit etmek için sûfî sözlerinden örnekler getirir. Bu konuda ilk olarak İmam Ebu Ali Dekkâk’ın “Müridler, zikir yolundan daha doğru ve daha açık hiçbir yol tutmamıştır. Hiç kimse zikre devamdan başka bir yol ile Allah’a ulaşamaz.” sözünü nakleder. Daha sonra Cüneyd-i Bağdâdî’nin “Zikir velayetin menşurudur. Kendisine zikir nasip olan kimseye velâyet nasip olmuş demektir. Her kim de zikirden ayrılmış ise velâyetten ayrılmış demektir.” sözüyle zikrin önemini belirtir. (Şeyh Hâmid-i Velî (yz), Nu. 81/2: 2b; Ulu, 2020: 95) Daha sonra peygamber efendimizin zikirle ilgili iki hadisine yer verir: “Lâ ilâhe illallah benim kalemdir. Her kim benim kaleme girer ise benim azabımdan emin, güven içinde olur.” (Sâbiti, 2004:1) Yine peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Zikrin en faziletlisi Lâ ilâhe illallah’tır.” (İbn Mâce, Edeb: 55) Peygamber efendimizin sözleriyle zikrin önemine işaret ettikten sonra tekrar bir sufînin sözünü nakleder. İslam’ın hücceti olarak gördüğü Ahmed b. Muhammed Gazali’nin “İslam’ın hücceti Ahmed b. Muhammed Gazali der ki: “Lâ ilâhe illallah, en büyük kaledir. O tevhid ilmidir. Onu elde eden ebedi mutluluğu elde eder. Onun gerisinde kalan ebedi bahtsızlığı ve daimi azabı elde eder.” sözlerine yer verir. (Şeyh Hâmid-i Velî (yz), Nu. 81/2: 3a; Ulu, 2020: 95)
Zikir Risâlesi adlı eserin, birisi tarafımıza ait olmak kaydıyla tespit edebildiğimiz beş çevirisi yapılmıştır. Bu çevirilerden bazıları müstakil kitap olarak yayımlanırken bazıları bir kitabın bölümü şeklinde bazıları ise bildiri halinde sunumu yapılmak suretiyle yayımlanmıştır. (Özcan, 2011: 3-63; Ulu, 2015: 87-107;Şimşek, 2020: 29-31; Özkes, 1991: 22-18; Serinsu, 2017: 18-31) Bunların yanında risâlenin bir içerik analizi tarafımızdan yapılmak suretiyle makale olarak (Ulu, 2021: 58-74.) bir de Somuncu Baba’ya atfedilen diğer eserlerle birlikte risâlede geçen tasavvufi kavramların değerlendirmesini muhtevi bir makale yine tarafımızca yayımlanmıştır. (2022: 395-426)
Kaynakça
- Akgündüz, Ahmet. Arşiv Belgeleri Işığında Somuncu Baba ve Neseb-i Âlisi. İstanbul: Osmanlı Araştırmaları Vakfı Yayınları, 2009.
- Bağdatlı İsmâil Paşa, Hediyyetü’l-Ârifîn Esmâü’l-Müellifin ve Âsâru’l-Musannifin (Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1951.
- Bursalı, Mehmet Tahir Efendi. Osmanlı Müellifleri, Haz.: A. Fikri Yavuz- İsmail Özen, C.1, İstanbul: Meral Yayınları, (?)
- İbn Mâce, Muhammed Bin Yezid el-Kazvînî Sünen, İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981.
- Kâtip Çelebi, Keşfü’z-Zunûn, çev. Rüştü Balcı (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2007).
- Osmânzâde Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, haz. Mehmet Akkuş – Ali Yılmaz, İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2006.
- Özcan, Mustafa. Somuncu Baba Zikir Risâlesi Tercüme: Pamuk Ofset, İstanbul, 2011.
- Sâbitî, Ebû Abdurrahmân İsâmuddîn Câmiu’l-Ehâdisi’l-Kudsiyye, Kâhire: Dâru’l-Hadîs, 2004.
- Serinsu, Ahmed Nedim “Somuncu Baba’nın Kelime-i Tevhid Zikri Risâlesi Hakkında”, I. Uluslararası Aksaray Sempozyumu, Ed.: M. Sami Yıldız vd., Aksaray, 2017, ss. 1-31.
- Şeyh Hâmid-i Velî. Risâle li Kutbi’l-Arif ve’l-Âlim eş-Şeyh Hâmid Aksarâyî, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesi, 270b-273b.
- Şeyh Hâmid-i Velî. Silâhü’l-Müridîn (Evrad Hamidüddîn Hâmid Aksarayî). Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 177b-182b.
- Şeyh Hâmid-i Velî. Silâhü’l-Müridîn. Ankara: Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Arapça, 7305/10-14.
- Şeyh Hâmid-i Velî. Silâhü’l-Müridîn. İstanbul: Süleymaniye Kütüphanesi, İzmirli İsmail Hakkı Koleksiyonu, 1510/306-315.
- Şeyh Hâmid-i Velî. Şerhi Hadîs-i Erbaîn. İstanbul: Süleymaniye Kütüphanesi, Bağdatlı Vehbi Efendi, 2047-7.
- Şeyh Hâmid-i Velî. Zikir Risâlesi. Manisa: Manisa İl Halk Kütüphanesi, Zeynelzâde Kitaplığı, 81/2.
- Şimşek, Selami. Somuncu Baba Hazretlerinin Evrâdı ve Evrâd-ı Safeviyye, İstanbul, Buhara Yayınları, 2020.
- Ulu, Mahmut. “Şeyh Hâmid-i Velî’ye (Somuncu Baba) Atfedilen ve Ondan Bahseden Eserlerdeki Tasavvufî Kavramlar”. Eskiyeni / 46 (Mart 2022): 395-426.
- Ulu, Mahmut, Şeyh Hâmid-i Velî Somuncu Baba Hayatı ve Eserleri, Aksaray: Aksaray Valiliği Yayınları, 2015.
- Ulu, Mahmut. “Menkıbeler Ekseninde Bir Zâhir-Bâtın Yolcusu: Somuncu Baba”. Folklor Akademi Dergisi (2021), 4/3, 452-463.
- Ulu, Mahmut. “Şeyh Hâmid-i Velî (Somuncu Baba) ve Ona Atfedilen “Zikir Risâlesi” Adlı Eser”. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi 11/Hacı Bektaş Veli Özel Sayısı (2021), 58-74.
- Ulu, Mahmut. “Şeyh Hâmid-i Velî ve Silâhü’l-Mürîdîn Adlı Eseri”. Millî Kültür Araştırmaları Dergisi 5/1 (2021), 135-146.
- Ulu, Mahmut. Şeyh Hâmid-i Velî Somuncu Baba Hayatı ve Eserleri, 40. Baskı, Konya: Manolya Yayınları, 2020.
- Ulu, Mahmut. Tarih Tabakat, Arşiv ve Yazmalar Ekseninde Şeyh Hâmid-i Velî Hayatı Eserleri ve Görüşleri. Ankara: Berikan Yayınları, 2021.
- Ulu, Mahmut. “RİSÂLE FÎ ZİKRİ KELİMETİ LA İLÂHE İLLALLAH (SOMUNCU BABA)”. Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/risale-fi-zikri-kelimeti-la-ilahe-illallah-somuncu-baba-tees-1338. [Erişim Tarihi: 11 Ocak 2023].
Eserden Örnekler:
“Hz. Allah, insanı kesif ve latif, ruh ve ceset, karanlık ve nur, suflî ve ulvî şeklinde birbirinden farklı iki nesneden yaratmıştır. Zikrin de böyle farklı iki şeyden oluşması gereklidir. Bu özellik sadece “Lâ ilâhe illâllah” da bulunur” (Şeyh Hâmid-i Velî (yz), Nu. 81/2: 3a)
“Zikrin kısımları meşayıha göre değişir. Avarif adlı eserin sahibi der ki: Zikir dört kısımdır. Bunlar: Dil ile zikir, kalp ile zikir, sır ile zikir, ruh ile zikirdir. Şüphesiz ki ruhun zikri sırrın zikirden haberdar olmasıdır. Kalbin zikri, nefsin zikirden haberdar olmasıdır. Nefsin zikri O’nu görüp saygı göstermesi veya sevap istemesidir. Mürid, zikir ile makamlardan bir şeye ulaşır. Ehlullah katında insanlardan en aşağı seviyede olanı, zikri ortaya çıkarmak isteyen ve zikir ile Hakk’ın kendi üzerine yönelmesini arzu edendir. Avarif adlı eserin sahibi şeyhin sözünün özü şudur: Kalbin zikri fiillerin zikridir. Sırrın zikri, sıfatların zikridir. Ruhun zikri, zatın zikridir. Sanki bu ifadeyle fiillerin faniliği, sıfatların faniliği ve zatın faniliği gibi üç faniliğe işaret etmiştir. Tahkik ehli bazı kimseler ise zikrin altı kısım olduğunu söylemişlerdir. Bunlar: Zâhirin zikri, bâtının zikri, kalbin zikri, sırrın zikri, ruhun zikri, hâfînin zikri. Bu zikirlerden zâhir ve bâtının zikri, başlangıç durumda olan müridin zikridir. Kalbin ve sırrın zikri, orta derecede olan müridin zikridir. Ruhun ve hafinin zikri ise ileri seviye olan müridin zikridir. Bütün bu sözler birbirine yakındır. Zikir konusunda sözün özü şudur ki Hazreti Allah ile yakınlık kazanmak, halktan uzak olmaktır.” (Şeyh Hâmid-i Velî (yz), Nu. 81/2: 4a; Ulu, 2020: 98)
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Dr. Öğr. Üyesi Mahmut ULU
Anahtar Kelimeler: Şeyh Hâmid-i Veli, Somuncu Baba, Zikir Risâlesi, Risâle fî zikri kelimeti la ilâhe illallah.