Risâletü’l-Kevseriyye
CEMÂL HALVETÎ
Halvetiyye Tarikatı’nın Cemâliyye ana kolunun kurucusu Cemâl Halvetî’nin Haşr Sûresi’nin sonunun, etvâr-ı seb’a (yedi tavır) üzere tasavvufî te’vilini yaptığı ve kırk hadisin te’vilini işlediği risale. Mezkûr eser, Süleymaniye Ktp., Lala İsmail Efendi Bl., 686 numaralı mecmuanın 42b-50a varak aralığında; kırk hadisin te’vili ise mecmuanın 50b-64b varakları arasında yer almaktadır. Eserin bu nüshası dışında bir nüshası da Vehbi Efendi 258 numarada kayıtlı mecmuanın 1b-6b varakları arasında bulunmaktadır. (Çakmak, 2015: 109)
Eserin ismi risalenin başında “Bu Risâle-i Kevseriyye, Sûfi Meşreb Üzere Olan İnsanlık Memleketinde Kur’ânî Sırların Te’villerinin Etvâr-ı Seb’a Üzere Beyânı Hususundadır.” ifadesinde açıkça müellif tarafından belirtilmiştir. Ayrıca müellif diğer eserlerinin çoğunda beyan ettiği üzere bu eserinde de kendi adını zikretmiştir. O kendini “Fakîr-i hakir Cemâl-i’l-Halvetî” diyerek kaydeder. (Cemâl Halveti, 686: 42b; Ulu, 2022: 157) Eser ayrıca aynı isimle Osmanlı Müellifleri’inde zikredilir. (Bursalı Mehmed Tahir: ?: 80, 81)
Cemâl Halvetî, Haşr sûresinin sonunun tasavvufî te’vilini yapmasının ve risalenin devamında yer alan “Nebî’nin hadislerinden kırk hadisin te’vîlini dinle!” diyerek başladığı kırk hadisin sırlarını beyan etmesinin, Allah tarafından kalbine ilham yoluyla geldiğini söylemiştir. Ardından “İlim Çin’de de olsa isteyiniz (arayınız).” hadisi gereğince “tevhîd ilmini taleb etmek bize vacip oldu.” diyerek, “kenz-i mahfi” olarak adlandırılan “Gizli bir hazine idim, bilinmek istedim, bilineyim diye halkı yarattım.” (Aclunî, II/132) hadisi çerçevesinde tevhîd konusunu ele almıştır. Cemâl Halvetî, Hz. Âdem’in küllî rûh, Hz. Havva’nın ise küllî nefs menzilesinde olduğunu söyler. Bu ifadesinden Hz. Âdem’in zâhir ve bâtın olmak üzere yedi tavır üzere yaratıldığı anlaşılır. Çünkü Hz. Âdem esmâ-i ilahiyenin göründüğü küllî rûhun görüntüsüdür. Hadiste belirtilen “Allah Âdem’i kendi sûretinde yarattı.” ifadesiyle buna işaret edilmiştir. (Çakmak, 2015: 109, 110) Müellif, kırk hadis faslına başlayıncaya kadar, “etvâr-ı seb’a” diye tabir ettiği (Cemâl Halveti, 686: 44b) rûhî latîfeleri sırasıyla izah etmiştir. (Cemâl Halveti, 686: 44b-50a)
Tespit edebildiğimiz kadarıyla risaleyle ilgili Çakmak (2015) ve Ulu (2022) kısmî bilgi verirken Yılmaz (2016) bir bildiri ile risalenin etvâr-ı seb’a kısmına dair detay vermemekle birlikte eserde yer alan kırk hadisi metin ve meal olarak kaydetmiş, birkaç hadisin te’vilini de örnek olarak zikretmiştir.
Eserden örnekler
İlk hadis: 1- “Ebu Hureyre’den nakledildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Her kim Allah’a ve O’nun rasulüne iman eder, namaz kılar ve ramazan orucunu tutarsa onu cennete koymak Allah üzerine bir hak olur. O kimse ister Allah yolunda muhacir olsun, isterse de doğduğu yerde otursun.” (Halveti, 686: 50b)
Son hadis: 40- “Enes’ten nakledildiğine göre rasulullah şöyle buyurmuştur: Âdemoğlu ihtiyarladıkça iki yönü gençleşir. Bunlar uzun ömürlü olmak ve çok mala sahip olmak.” (Halveti, 686: 63a)
Kaynakça
- Aclunî, İsmâil b. Muhammed, Keşfu’l-Hafâ, 2 c., Beyrut, 1932.
- Bursalı Mehmed Tahir Efendi, Osmanlı Müellifleri, haz. A. Fikri Yavuz, İsmail Özen, Meral Yayınevi, tsz. c. I.
- Cemâl Halvetî, Risâle-i Kevseriyye, Süleymaniye Ktp., Lala İsmail Efendi Bl., nr. 686.
- Çakmak, Muharrem (2015). Anadolu’da Halvetîlik Cemâl Halvetî ve Cemâliyye. Malatya: Huzur Ciltevi.
- Ulu, Mahmut (2022). Osmanlı Toplumunda Halvetîlik ve Halvetîler (IX-XV. Asır). Ankara: Berikan Yayınları.
- Yılmaz, Muhammed (2016), “Cemâl Halvetî’nin er-Risâletü’l-Kevseriyye Adlı Kırk Hadis Risalesi ve Hadis İlmi Açısından Değerlendirilmesi”, Kastamonu Üniversitesi III. Uluslararası Şeyh Şa’ban-ı Veli Sempozyumu, ed. Ali Rafet Özkan, 06-08 Mayıs/2016, Kastamonu, ss. 358-366.
- Ulu, Mahmut. “RİSÂLE-İ KEVSERİYYE (CEMÂL HALVETÎ)”. Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/risale-i-kevseriyye-cemal-halveti. [Erişim Tarihi: 11 Ocak 2023].
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Dr. Öğr. Üyesi Mahmut ULU
Anahtar Kelimeler: Cemâl Halvetî, Risâle-i Kevseriyye, Etvâr-ı seb’a.