Aksaray (Taşpınar) Halıları
El Sanatları

Kültür, bir toplumun geçmişten gelip geleceğe aktarılan maddi manevi değerleridir. Tylor kültürü şöyle tanımlar: “Kültür (ya da uygarlık) toplumun bir üyesi olarak insanoğlunun kazandığı bilgi, sanat, ahlak, gelenekler ve benzeri diğer yetenek ve alışkanlıkları kapsayan karmaşık bir bütündür. Bu bütünün bir parçasını da geleneksel el sanatları oluşturmaktadır. Maddi kültür ürünü olan geleneksel el sanatları, geçmişten günümüze kültür aktarımı işlevini de yerine getirmektedir. Geleneksel sanatlar içinde önemli bir yere sahip olan halı; yaygı, yastık, minder, sedir örtüsü, terki (eyer halısı ve heybesi) ve duvar halısı gibi birçok ihtiyaca cevap veren ürünlerde uygulanan düğümlü ve havlı yüzeyli bir dokuma sanatıdır. Türk düğümü kullanılarak yapılan halı Anadolu’da pek çok yöremizde yer yaygısı, örtü, süsleme gibi ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılmıştır. Aksaray ve çevresinde de yöreye özgü doğal yün ipliği ve doğal boya kullanılarak yapılan günümüze kadar gelen kaynaklara göre de ticareti yapılan halılar bulunmaktadır. Çalışma, Aksaray ve çevresinde tespit edilebilen halı örneklerinin ve özelliklerinin geleneksel kültürlerin korunması, tanıtılması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında belge oluşturulması amacıyla hazırlanmıştır.

Aksaray, tarihi kaynaklara göre daima büyük bir ilim ve ticaret merkezi olmuş, çok önemli ve zengin bir bölgedir. Adana’yı Ankara’ya, Kayseri’yi İzmir’e bağlayan yollar üzerinde olan ekonomik ve ticari bir şehirdir. Sultan Mesud, (1116-1155) askeri üs olarak kullandığı Aksaray kalesini tamir ettirmiş cami ve muhtelif kamu binaları yaptırmıştır. Sultan Mesud’un ölümünden sonra 1156’da oğlu II Kılıç Arslan (1156-1192) Aksaray’da saray, cami, hamam ve imaretler yaptırarak, şehre seyitler, gaziler, alimler, tüccarlar getirterek yerleştirmiştir. Şehir bu dönemde Darü’z Zafer, Darü’l-Cihad isimleriyle anılmaya başlanmıştır.

Halı, Türk dokuma sanatlarından biri olarak geçmişten günümüze kadar devam etmektedir. Orta Asya’da Altay Dağları eteklerinde, Pazırık’ta buzullar içindeki bir mezar odasında bulunan, M.Ö. 2-3. yy.’da Hunlar devrinde dokunduğu kabul edilen, Pazırık halısı dünyanın bilinen en eski düğümlü halısıdır. Alacahöyük’te bulunan gümüş kirman M.Ö. 3000 – 2000 yılları arasına girer. Erbaa ilçesinde bulunan tunç kirmanın tarihlendirilmesi de ayrı bir değer taşır. Bu belgeler Anadolu dokuma sanatının M.Ö. 6000 yıllarında var olduğunu gösterir. Anadolu halıcılığı Selçuklular döneminden bu yana yüzyıllar itibariyle ve yörelere göre örneklendirilmektedir.

1271’de Anadolu’dan geçerek Çin’e seyahat eden Venedikli Marko Polo, Seyâhatnâmesinde “Dünyanın en iyi ve en güzel renkli halılarının Anadolu’da yapıldığını” ve dokuma merkezleri içinde Aksaray’ın da yer aldığını yazmaktadır. 1274’te ölen İbn Said’e atfen Ebu’l Fida’nın verdiği bilgiler de “Üretim merkezi Aksaray’da Türkmen halıları yapılıp dünyanın her ülkesine ihraç edildiğinden” bahsetmektedir. İbn Batuta ise Seyâhatnâmesinde 1331 yılında Aksaray’a uğradığını ve Aksaray adını “Aksara” olarak yazarak, “şehirde koyun yünüyle dokunan halı ve kilimler Aksarayi diye tanınır ve benzerlerine başka hiçbir yerde rastlanmaz”, ifadesiyle Aksaray halılarının önemini vurgulamaktadır. “Aksaray halıları” olarak Taşpınar adının geçtiği ilk yazılı kay­nak 1869-70 tarihli II. Konya Salnamesi’dir. Sal­name’de Aksaray hakkında geniş bilgiler verilirken kilim ve seccadelerden söz edilerek Taşpınar’da dokunan halıların da iyi halıların başında geldiği kaydedilir. 15. yüzyılda yaşamış olan Memlûkler döneminin önemli tarihçilerinden Es-Sayrafî’nin, İnbâ el-Hasr bi-Ebnâ el-Asr isimli eserinde yazdığına göre Ak Koyunlu Sultanı Uzun Hasan Memlûk Sultanına pek çok hediye göndermiştir. Bu hediyeler arasında ‘Seccadâd el-Aksarâyî’ yani Aksaray seccadeleri bulunmuş ve giden hediyelerin en muteberlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Selçuklu döneminde, ihraç edilen ürünler arasında Aksaray halısı ile denizci örtülerinin de bulunduğu ve koyun yününden üretilen halıların Şam, Mısır, Irak, Hint, Çin gibi Avrupa ve doğunun ileri sanayi merkezlerine ihraç edildiği bilinmektedir. Mısır Memlûk tarihçisi Ahmed b. Ali el-Kalkaşandî’nin Subh el-A’şâ fî Sınâat el-İnşâ isimli eserinin beşinci cildi sayfa 351’de geçen Aksaray ile ilgili bilgiler arasında ‘Üstün Aksaray halıları’ ifadesi Ortaçağ’da dokumacılık merkezlerinden birisinin de Aksaray olduğunu göstermektedir. 1837 yıllarında Aksaray’dan geçen İngiliz seyyah W.J. Hamilton seyahatnamesinde “… Aksaray’ın belli başlı ticaret eşyası güherçile ve kızıl boya (kök boya) dır. Aksaray civarında birçok kök boya tarlasının ve bahçelerin olduğunu…” ve bu bahçelerin nasıl ekildiği ve bitkilerin yetiştirildiği hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir.

Dokuma ve tamir atölyesinin bulunduğu Aksaray’ın Sultanhanı Beldesi’nde, halı hastanesi ismi verilen tamir atölyelerinde, yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere çeşitli yerlerden gelen eski tarihi halılar özgün hâli korunarak tamir edilmekteydi. Halı tamiri ustalarından öğrendiğimize göre; halılar, Almanya, İngiltere, Hollanda ve Amerika başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanından ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden halıcılar aracılığıyla Sultanhanı Beldesi halı tamir atölyelerine getirilmekteydi. Usta ellerde özenle tamir edilen ve bakımı yapılan halılar, uzun bir uğraşın ardından yeniden kullanıma kazandırılırken, Sultan Hanı’nı gezmeye gelen yerli ve yabancı turistler, kasabadaki hediyelik eşya satan işyerlerinden yakınlarına hediyelik halı alabilmekteydi. Dünyanın en iyi halı tamir atölyelerinden birisi olan Sultanhanı Beldesi’nde neredeyse her aileden en az biri halı işiyle uğraşmaktaydı. Gençler halı tamir atölyelerinde küçük yaşta çalışmaya başlayarak, bu mesleğin inceliklerini öğrenmekteydi. Halı tamir atölyeleri sayesinde Sultanhanı ekonomisine önemli bir katkı sağlanmaktaydı. Halı ustaları eski, yırtılmış, yıpranmış halılara özgü doğal ipleri, özgün renklerinde özenle dokuyarak halılara adeta ameliyat yapmaktaydı.

Sultanhanı, Anadolu’daki eski medeniyetlerden başlayarak Roma ve Bizans dönemlerinde ticaret yollarının geçtiği ve durak olan önemli şehirlerin kurulduğu bir merkezdir. Sultanhanı Kasabası bugün antika ve eski halıların restorasyonun merkezi konumundadır. Birçok ülkeden gelen halıların onarılarak gönderildiği dünyanın en büyük halı onarım merkezlerinden birisidir. Bu ülkelerin başlarında Amerika, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkeler gelmektedir. Günümüzde yöre halkının büyük çoğunluğu halı restorasyonu ile geçimini sağlamaktadır.

Han içinde halı ve düz dokuma onarımı konusunda Türkiye’nin belli başlı firmaları arasında yerini alan “Sultan Saray Halı”, faaliyetlerine 1983 yılında Aksaray’ın tarihi Sultanhanı kasabasında başlamıştır. Bu işletmede yurtiçinden ve yurtdışından gelen birçok halı ve düz dokumalar restore edilmektedir.

Yörede dokunan halıların en önemli özelliği çözgü, atkı ve düğüm ilmelerinde doğal boyalı saf yün ipliği kullanmalarıdır. Günümüzde halı dokunmasında kullanılan yün iplikler çile hâlinde, boyalı ve bükümlü çözgü ve atkı ipliği olarak hazır alınmaktadır. Çile hâlinde gelen iplikler çıkrıkta ya da elde yumak hâline getirilerek kullanılmaktadır.

Geçiminin büyük bir kısmını hayvancılıktan sağlayan Aksaraylılar, kendi yetiştirdikleri koyunlardan elde ettikleri yünleri, yıkama, kurutma, ayırma (tarama) ve boyama gibi işlemlerden sonra iplik haline getirerek halıları dokumaktaydı. Bu halıların en önemli özelliği atkı, çözgü ve düğüm ipliğinin saf yün olmasıdır. Diğer bir özelliği de bu saf yünlerin doğal boya ile boyanmasıydı.  Günümüzde hayvancılığın azalması ve yün elde etme işleminin zahmetli olması nedeniyle halı dokumacılarının büyük bir kısmı hazır boyalı yün iplikler kullanmaktadır. Aksaray ilinde el dokuması halı üretiminde iplik hazırlama ve bu iplikleri bitkisel boyalarla boyama işlemi Taşpınar halılarının karakteristik özelliği olarak hâlâ korunmaya çalışılmaktadır.

Yün, yöre insanının geçim kaynağı hayvancılık ile beslediği koyunların yünlerinden elde edilir. Karaman cinsi kısır koyundan elde edilen yüne “Yoz” adı verilir. İlk zamanlar da halı dokuyucuları kendi yününü kendisi tarar, eğirir, boyardı. Günümüzde bu gelenek yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır.

Aksaray ve Taşpınar halılarının dokunmasında kullanılan yün ipliklerinin boyandığı boyahanelerden biri Aksaray’da bulunan Ali İhsan Karaağaç’a aittir. Bir zamanlar 15 işçi ile gece gündüz yün ip boyadığı boyahanesinde, ne yazık ki tek başına sipariş üzerine yün iplik boyamaya devam etmektedir.

En çok kullanılan doğal boya bitkileri kökboya, meşe ağacı yaprağı, meşe palamudu (pelit), ceviz ağacı kökü, gövde kabukları, yaprakları ve yeşil ceviz kabuğu, asma yaprağı, kurutulmuş dağ eriği, renkler ise tetir (tarçın rengi), erik ipi (krem) ve kırbız (al) yanında, yavşan yeşili (kına rengi) ve pisi tüyü (mavi) dür. Taşpınar halılarının en önemli özelliği Hasandağı’nın eteklerinden toplanan ve yöre halkının sey taşı (kara taş) adını verdikleri malzemeyle boyanan yünlerle dokumanın yapılıyor olmasıdır. Sey taşı; Hasandağı’nın eteklerinden toplanan yünlerin solmasını önleyen, parlak kalmasını sağlayan bir taştır. Bu taş diğer kök boyalar ve kaya tuzu ile kazanlarda kaynatılarak yünler boyanır.

Yünlerin boyanmasında asma yaprağından sarı (soluk sarı), sey taşından yeşil, yavşan – tetra (duman ağacı) ile sarımtırak yeşil (yöre halkı pelit rengi demektedir), yavşan – ölmez otundan gri, nar kabuğundan sarı ve yeşil tonlarında renkler elde edilmektedir. Renkleri elde etmek için doğal boyarmaddeler ile kullanılan en bilindik renk sabitleyiciler şap, sofralık tuz, meşe odun külü, karaboya (demir sülfat) ve turşu suyudur.

İplikler boyandıktan sonra çözgü hazırlama işlemine geçilir. Yörede dokunacak halı çeşidine göre (taban halısı, kelle halısı, seccade, çift halı gibi) 18 ile 20 çile taban halısı, 13-15 çile kelle halısı için 12, 11, 10, 9, 8, 7, 6 çile diğer halıların çözgüsünde kullanılmak üzere hazırlanmaktadır.  Çözgü hazırlanırken sarılan bir çift ilmeğe yöre halkı “tin” demektedir. Sarılan tin sayısı dokunacak halıda kullanılacak çile sayısı kadardır. Çubuklardan birine sarılan her çift ilmek (Tin) dönüşlerinde ayrı bir iple “çitime” dedikleri düğüm atma işlemi yapılır. Bu işlemin amacı halının sökülmesini önlemektir. Taşpınar kasabasında çözgü ipine ‘arış’, atkı ipine ‘argaç’ ya da ‘ara geçgi’ adı verilmektedir.

Taşpınar halıları ezbere veya daha önceden dokunmuş sadece motif örneklerini içeren örneklik denilen halılara bakılarak dokunur. Örneklik halılar her motifin bir raporluk örneği ve zeminde uygulanan göbeğin (madalyon) ¼ raporu dokunmuş modellik halılardır (Bkz. Fotoğraf 1, Fotoğraf 2). Halı dokuyucuları örneklik halıları desen şablonu olarak dokuyacakları motifi unuttuklarında hatırlamak ve dokuma hatası yapmamak için kullanırlar. Dokuyucu, halı çeşidine göre “taban (kelle), çift somya (sedir), minder, namazlık (seccade), yastık, heybe ve eyerlik örtüsü” seçimini yapar, çile sayısını belirler, çözgüsünü hazırlar, örneklik halısına bakarak renk seçer ve örneklik halısında bulunan desene göre arkasından düğüm sayısını sayarak desenini dokur. Aynı zamanda bu halılar yöresel halı motiflerinde kullanılan renkleri de gösterdiğinden renk kataloğu olarak da kullanılmaktadır.  Örneklik halılarda belli bir kompozisyon yoktur, sadece yörede kullanılan motifler ve renk özellikleri vardır. Bu halıların çoğunluğu boncuk denilen sınır bezemesi ile çerçevelenmiştir. Kısa kenarlarda 2-2.5 cm’lik halı kilimi (toprakçalık) ve uzun kenarlarda yün atkılı kenar örgüsü uygulanmıştır. Motiflerin sınırları bazen çok belirgin bazen de iç içe geçmiş biçimdedir. Örneklik halılarda Taşpınar halılarının yöreye özgü bitkisel bezeme örnekleri yoğun olarak kullanılmıştır. Özellikle çivil göbek, hatayi tarzı bitkisel formlar, taban göbeği, çapar ayak, merdivenli ayak, taban ayağı, elmalı ayak, boncuk kelle, sallama, tuğ ve boncuk en çok kullanılan motiflerdir. Renk olarak kırmızı ve mavinin yoğunlukta kullanıldığı görülmektedir. Krem (doğal) renk, erik ipi, açık kahve, tarçın rengi, sarı ve yeşil tonları da kullanılmaktadır. Günümüzde koşulların değişmesi ve teknolojinin gelişmesi ile halı dokuyan bireylerin azalması geleneksel halı motif, renk gibi özelliklerinin de olumsuz etkilendiğini göstermektedir.  Bu nedenle örneklik halılar motif, renk, iplik ve düğüm özelliğini gösteren minyatür halılar olarak yörenin doğal ve geleneksel özelliğini taşıması ve gelecek kuşaklara aktarması açısından oldukça önemlidir.

Örneklik halılarında, it izi veya kedi izi, çapar, tetir, elmalı ayak, kemer (merdivenli) sandık, boncuk, taban göbeği, kelle, çivil göbek, çapar ayak, tuğ, üzümlü köşe, sallama ve gül boncuk gibi yöreye özgü motifler yer almaktadır. Yine bu halılarda yöre de en çok kullanılan renkler geleneksel özellikleriyle doğal boyalı ve yün iplik olarak Türk düğümü kullanılarak dokunmuştur.

Taşpınar halılarında, 1 dm²’deki düğüm sayısı ortalama 1750’dir. Yani; 1 dm’lik alanda 40 x 45 düğüm tespit edilmiştir. Günümüzde dokunan halılarda 1dm 2’ de 30 x 35 düğüm görülmektedir. Yörede 6 m2 lik bir halıda 13 veya 15 çile ip (15 x 40=600 düğüm) 8 – 9 m2 ’lik bir halıda 18-20 çile ip (20 x 40 =800 düğüm) gerilir. 1 çile çözgü ipliği, 20 çift ilmek, yani 40 düğüm demektir.

Halılarda, koyu kırmızı, koyu mavi (Lacivert), kırbız (al), yavşan yeşili (kına tozu rengi), tetir (tarçın rengi), pisi tüyü (gri mavi), erik ipi (krem) ve siyah renkler kullanılmaktadır.

Motif özelliklerine bakıldığında, geometrik düzende yerleştirilmiş, çoğunlukla bitkisel motiflerin çalışıldığı görülmektedir. Doğadan çalışılan bitkisel motifler halı dokuyucunun o an ki duygularına göre aslına uygun çalışıldığı gibi kendine özgü biçimlendirerek de motifleri kullandığı anlaşılmaktadır. Örneğin; çaydanlık, kirman kullandıkları aletler, kelle, boynuz gibi motiflerdir.

Aksaray çevresinde ve Taşpınar’da dokunan halılarda günümüze kadar gelen en eski motif “üç göbekli halı” bezemesidir. Halı yüzeyinde desenler dıştan içe doğru boncuk, gül, ayak, sandık, sallama, köşe ve göbek düzeninde yerleştirilmektedir. Yörede kalın bordürlere “ayak”, dikdörtgen çerçeveye “sandık”, sütunceye “sallama”, köşe bağlantılarına “tug”, üçgen köşelerdeki dar sulara “sızı”, kompozisyonun merkezine yerleştirilen madalyona “göbek” adı verilir. Türk düğümü tekniği ile dokunan halılarda başlıca motifler arasında; çivil göbek, ak göbek, taban göbek, çapur ayak, gül ayak, bayrak ve sandık sayılabilir. Çapar ayak, tetir renkli zemin üzerinde siyah veya kırmızı kontur ile dokunan geometrik şekiller içine yerleştirilmiş mavi, erikipi, yeşil, kırmızı renklerde stilize çiçeklerden oluşan iç bordürdür.  Diğer “ayak” bordürleri; kirman ayak, gül ayak, salkım ayak, ladik ayak, elmalı, boynuzlu ayak gibi isimlerle bilinirler. Kirman ayak taban halılarındaki en yaygın ayak biçimidir. Ladik ayak ise kare, kutular içinde yer alan, Ladik halılarının özgün stilize lalelerinden oluşmaktadır.

Yörede halı dokumaya ince, iki ince ya da ince ve kalın bordür düzeninde başlanır. Bu bordürlere gül boncuk, gül, ak gül ve akıtmalı gül adı verilir. Başlangıç ile orta bölümden önce bulunan ince ve kalın bordürler arasında, özgün rengi tetir (Tarçın rengi) olan yöresel adı ile “Ayak” denilen bordür bulunmaktadır.

Taşpınar halılarında tetir bordür ya da ayak motifi içinde yer alan kompozisyonlar, dokuyucular tarafından bolluk/bereket anlamına geldiği ifade edilmektedir. Taşpınar halılarında en çok kullanılan motif tetir motifidir. Yöre halkı bu motif içinde görülen kompozisyonları karıncaya benzetmektedir. Anadolu’da olduğu gibi yörede de çalışkan bir hayvan olan karıncanın, geldiği eve bereket getirdiğine inanılır ve asla ona zarar verilmez. Evlerde karınca duası bulundurmak da yine bereket dileğinin sembolüdür. Yine yörede palamut çok olursa bolluk olacağı, koyunların çoğu ikiz doğurursa yılın bolluk ve bereket içinde geçeceğine inanılır

Halının orta bölümünde ince bir bordürle dikdörtgen biçiminde çerçevelenmiş ve halının iki kısa kenarında yer alan bölüme “sandık” adı verilir. Dikdörtgen çerçeveyi oluşturan ince bordüre boncuk ya da göz adı verilir. Kapama sandık ve merdivenli sandık (kemer sandık)” Taşpınar halılarının en belirgin özelliğidir. Sandık yüzeyini, merdivene benzer kademeli yükselen basamak şekilleri, yanyana birbirlerini izleyerek dokunurlar.  Şeklin ortası bir nişle belirtilmiş ve içine stilize bir lale yerleştirilmiştir. Sandık bölümü içine yerleştirilen ve orta zeminde bulunan madalyon ya da göbek adı verilen bezemeyi köşeli dikdörtgen ile çevreleyerek, motifi daha da zenginleştiren bordürün yöresel adı “Sallama”dır. Sallamalar, çoğunlukla 10-12 cm. kalınlığında, iç içe geçmiş ince bordür biçiminde ve köşelerinden kare şeklinde dolgularla birbirine bağlanan bölümdür. Köşelerde bulunan kare biçimlere “Tuğ” adı verilir. Sallama ve tuğ içleri geometrik ve bitkisel desenlerle bezenmektedir. Yörede boncuklu, çiçekli, düz ve balık sırtı sallama olarak isimlendirilirler. Sallamadan sonra orta zeminde köşeler gelir. Köşeler, zeminde yer alan ana motifi bordürden ayıran ve halının uzun ve kısa kenarları ile dik açı oluşturan üçgen boşluklardır. Köşelerin zemin rengi laciverttir ve bitkisel desenlerle süslenmiştir. Köşeler “balpeteği, cıngıldaklı, güneşli, bayraklı, üzümlü, yastıklı ve yelekli köşe olarak da adlandırılırlar. Yelekli köşe eski Taşpınar halılarının özgün motifidir.

Taşpınar halıları merkeze yerleştirilen madalyon motifi ile tamamlanır. Yöresel adı “Göbek” olan madalyon, namazlık dışında tüm Taşpınar çeşitlerinde kullanılmıştır. Göbek motifi, yastık, minder, heybe gibi yüzeyleri dar olan halılarda bir veya iki bölüm, zemin yaygısı olarak kullanılan büyük boyutlu halılarda ise iç içe bölümden oluşur. “göbek ali”, tepsi göbek, civil göbek, tepsi göbek; iki bölümlü madalyondur. Civil göbek yıldız şeklindedir. Taşpınar halılarında madalyonun hâkim ve ana motif olarak halının merkezinde yer alması ve madalyon düzeninde sonsuzluk ilkesine uymaması Taşpınar halılarını klasik dönem Uşak halılarından ayırır. Dokuma ustası Filiz Demirtaş yörede civil göbek motifinin, küçük küçük rengarenk güllerden oluştuğu için verilen isim” olduğunu ifade etmektedir. Göbek etrafını çerçeveleyen ince kontür yöresel adı “sızı”dır. Sızı, bazı halılarda bordürlerin etrafında da görülür.

Yörede, geometrik desenler dışında hayvan figürlü halılar da dokunmaktadır. Hayvan figürleri arasında kuş, geyik, kelebek ve kartal yer almaktadır. Yaprak, Çiçek, Hatai gibi bitkisel motifler, kare gibi geometrik motifler boncuk, şeker boncuk ve göbek motifler de kullanılmıştır. Karamağaralı; “Halılar ve kilimler üzerindeki şekiller Türk toplumlarının kültürünü yansıtan, çok önemli belgelerdir. Ayrıca bu motifleri yapan ve kullananların Anadolu’ya gelmeden evvel nerelerde yaşadıklarını, hangi kültür çevreleri ile alışverişte bulunduklarını da ortaya koyarlar” ifadesiyle halı motiflerinin kültürümüz için önemini belirtmektedir.

Taşpınar halıları, ebatlarına ve kullanıldıkları yerlere göre “taban (kelle), çift somya (sedir), minder, namazlık (seccade), yastık, heybe ve eyerlik örtüsü” gibi isimler alırlar. Son yıllarda en çok yastık ve yan halısı denilen “çift halı” dokunmaktadır.

Taban halısı salon ya da büyük odalarda kullanılan genellikle 310 x 420 cm ya da 210 x 320 cm ölçülerinde yaklaşık 9 m2lik en büyük halıdır. Genellikle 18 ile 20 çile ilmekten dokunmaktadır. Ortasında; taban göbek, civil göbek, göbeğin iki ucunda kelle adı verilen stilize edilmiş kartal motifi, köşelerde; taban, çiçekli, çıngıllı, salkım ve gül köşe, ayak bölümü; çapar, gül, kamalı ayak, sandık bölümü; merdivenli, kamalı, çapar, güllü sandık, sallama bölümü; boncuklu, düz ve çiçekli sallama, en dış bordür ise gül, boncuk motifleri bulunmaktadır. Özel istek üzerine üretilmektedir.

Kelle halısı; taban halısının bir boy küçüğüne denilmektedir. Taşpınar halısının en yaygın kullanım biçimi kelle halısı ve seccadedir. Çoğunlukla 280 x 300 cm ya da 200 x 300 cm standart ölçülerde 6 m2 lik olan ve taban halısı motif ve kompozisyon özelliklerini taşıyan halıdır.

Somya halısı; eskiden somya üzerini örtmek için kullanılan ve bu isimle anılan halıdır.  100 x 180 cm ya da 50 x 100 cm gibi ebatlardadır. Taşpınar halılarının teknik özelliklerini taşımaktadır.

Seccade halısı (namazlık); Üzerinde namaz kılmak için dokunur. Genellikle 75 x 130 ya da 80 x 100 cm ölçülerindedir. Eskiden geleneklere göre gelin çeyizinde mutlaka olması gereken seccade halılar, evleneceği erkeğin ailesine hediye olarak verilirdi.  Aynı zamanda gelin çeyizinde de bulunan seccade halılar, evlendikten sonra gelin evi görmeye gelenlere de diğer çeyizlerle beraber sergilenirdi. Bu halılarda kullanılan desenler, mihraplı, kandilli veya göbeklidir. Seccade halılarında çoğunlukla avanoz seccade dedikleri desen kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra kandilli, camili ve minareli denilen desenlerle birlikte altı çile iplikten dokunmaktadır. En çok tercih edilen kandilli örneğinde mihrap, kandil, köşe, sandık, ayak ve minare desenleri bulunmaktadır. Yörede namazlık denilen seccadelerde ayak bölümleri taban halılarına benzer şekildedir. Ancak ayaklar daha incedir. Sandık tabanlık ve alınlık olarak mutlaka yerini alır. Zemin ise basamaklı kemerli mihrap nişi içinde kandil ve köşe motifleri ile düzenlenmiştir. Mihrap kenarları niş içine bakan tığlarla süslenmiştir.

Çeyrek halı; Küçük odalara veya taban halısının yetmediği yerlere serilir. Büyüklük açısından bugünkü örneklik halılara benzer. Çoğunlukla uzun göbek, yelekli köşe desenleri kullanılmaktadır.

Yan halısı; yan yana serildiğinde taban halısı boyutlarında olan halıdır. Yer yaygısı olarak kullanılmaktadır.

Minder halısı; Yere veya eve gelen misafirin altına sermek için dokunur. İçi yün ile doldurulan minderler genellikle 70 x 70 cm ya da 40 x 40 cm ölçülerindedir. Kelleli, çiçekli gibi desenlerine göre isim alırlar.

Çift halı; Orta halısı da denilen iki halının uç uca dokunduğu, kelle halısının bir boy küçüğüdür. Yaklaşık 350 m2 büyüklüğünde ve 220 x 120 cm boyutlarındadır. İki halı yan yana serildiğinde taban halısı büyüklüğünde yer kaplar. Çivil göbek, çapar ayak, çıngıllı ve yelekli köşe, kamalı ve kapamalı desenleriyle bezenmiştir. Seccade desenlerinin de kullanıldığı çift halı örneklerine de rastlanılmaktadır.

Küreselleşme ve teknolojik gelişmelerin karşısında geleneksel kültürümüzün korunması, tanıtılması ve doğru aktarılmasının gerekliliği önem kazanmıştır. Özellikle bilişim çağı denilen kitle iletişim araçları sosyal medya, internet gibi kültürlerarası etkileşim hız kazanmış ve kültürün yayılma alanı genişlemiştir. Tüm bu gelişmeler ihtiyaçların değişmesi diğer kültürel sanatlarımızda olduğu gibi geleneksel sanatımız halı dokumacılığını da olumsuz etkilemiştir. Halı dokuma işini yapan dokuyucular azalmıştır. Turistik amaçlı hediyelik eşya olarak bazı yörelerde yaşatılmaya çalışılmaktadır. Halı dokuyucularının, yöreye özgü halıların belgelenerek gelecek kuşaklara doğru aktarılmasının sağlanması için farkındalık oluşturulması ve günümüz ihtiyaçları doğrultusunda yaşatılması için toplum ve kuruluşlar olarak hep birlikte çalışmak gerekmektedir.

KAYNAKÇA

  • Acar Balpınar, B. (1983). Kilim-Cicim-Zili- Sumak, Türk Düz Dokuma Yaygıları. İstanbul: Eren Yayıncılık.
  • Agnes, G. (1963). Some Thoughts on the problems of early Oriental Carpets. Michigan:Ars Orientalis, V. Ann Arbor, Fig. (1-2): 79-89.
  • Aslanapa, O. ve Durul, Y. (1973). Selçuklu halıları, Başlangıcından On altıncı Yüzyıl Ortalarına Kadar Türk Halı Sanatı, İstanbul: Ak Yayınları.
  • Aslanapa, O. (1987). Türk Halı Sanatının Bin Yılı, İstanbul: Eren Yayıncılık.
  • Aslanapa, O. (2005). Türk Halı Sanatının Bin Yılı. Ankara: İnkılap Kitabevi.
  • Ata, R. (2016). Osman Turan’a Göre Anadolu Selçuklu Devleti Zamanında Aksaray. Elektronik Sosyal Elektronik Sosyal Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 15 (57): 568-578.
  • Bakır, A. (2000). Ortaçağ İslam Dünyasında Dokuma Sanayi. Belleten, LXIV (241): 749-826.
  • Barışta, H. Ö. (1998). 19. 20. yüzyıl İç Anadolu ve Orta Akdeniz Bölgesi Türk Kirkitli Dokumaları Üzerine, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları. s.148-152.
  • Birol, Z. (2008). Tekstil Yer Döşemesi ve Halı Standardlarımız. Standard Ekonomik ve Teknik Dergi, Yıl:47, (559): 13-17.
  • Aykut, A. S. (çev.) (2019). İbn Battûta Seyahatnâmesi I-II, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
  • Deniz, B. (1997a). Kırşehir ve Mucur Halılarının Sözlüğü-I. Arış Dergisi, Yıl:1, (1): 148-152.
  • Deniz, B. (1997b).  Kozak (Bergama) Yöresi Halıları. Arış Dergisi, Yıl:1, (1): 18-37.
  • Deniz, B. (1988a). Aksaray Halıcılığı. Belleten, 20-21.
  • Deniz, B. (1998). Geçmişte ve Günümüzde Aksaray Halıları 1 (Eski Aksaray Halıları). Arış Dergisi, Yıl:1, (4): 90-103.
  • Deniz, B. (2000). Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Yaygıları. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları.
  • Durul, Y. (1977). Yörük Kilimleri. İstanbul: Ak Yayınları.
  • Durukan, A. (2007).  Aksaray Sultan Hanı, Anadolu Selçuklu Dönemi Kervansarayları, (ed: Hakkı Acun), s. 141-161. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.
  • Dölen, E. (1992). Tekstil Tarihi. İstanbul: Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Yayınları.
  • Erdal, Z. (2014). Aksaray’da Türk Devri Mimarisi. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Van.
  • Erdal, Z. ve Gül F. M. (2019). Feridun Nafiz (Uzluk) Bey’in Aksaray Notları. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi-TAED, (66): 561-588.
  • Erdmann, H. (1978). “Die Beziehung der Vorosındnischen Teppichmuster Zu den gleichzeitigen Ornamenten” Halı, London. vol. 1. (3): 230.
  • Gül, M. F. (2013). Aksaray Şehrinin İktisadî Tarihi Hakkında Bir Deneme. Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı Yıl: 11, (14): 131-158.
  • Gül, Y. (2004).  Aksaray İli Sultanhanı Beldesinde El Dokuması Halı Onarım İşlemlerinin İncelenmesi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara s. 2-3.
  • Gümüş, S. K. ve Gümüş, D. (2016). Türk Dokuma Sanatında Sözlük Denemesi: Aksaray-Taşpınar Halıları Sözlüğü Örneği. Akademik Bakış Dergisi, Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi, (55): 560-572.
  • Gür Yalazkan, Z. (1995). Anadolu Geleneğinde Taşpınar Halıları. TÜRKİYEMİZ Dergisi, Yıl: 25, (76): 20-34.
  • Harbelioğlu, Y. (2011). Taşpınar Halı İpliklerinin Boyanmasında Uygulanan Doğal Boyama Yöntemlerinin Reçetelendirilmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
  • Karamağaralı, B. (1997). Türk Halı Sanatındaki Motiflerin Yorumu Üzerine. Arış Dergisi, Yıl:1, (3): 28-39.
  • Kayaoğlu, İ. (1981). Anadolu Selçukluları Devrinde Ticari Hayat. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 24 (1): 359-373. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/769/9762.pdf
  • Kılıç Karatay, S. (2019). Aksaray Yöresi Halı ve Düz Dokuma Örnekleri. Kalemişi Dergisi, 7 (14): 49-70.
  • Kılıç Karatay, S. (2019). Taşpınar Halılarında Kullanılan Motifler ve Anlamları. İdil Dergisi, 8: 53.
  • Kıraç, M. C. (1998). Aksaray İlimizde Halı Kilim Konusundaki Faaliyetler. Arış Dergisi, Yıl: 1, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını, (4): 83-89.
  • Konyalı, İbrahim H. (1974). Abideleri ve Kitabeleri İle Niğde Aksaray Tarihi I-II. İstanbul: Fatih Yayınevi.
  • Küçükerman, Ö. (1997). Türk Halıcılığının Tarihten Gelen Sorunları ve Bunların Çözümlenmesinde Katkı Yapacak Bir Derginin Gerekliliği. Arış Dergisi, Yıl: 1, (1): 50-54.
  • Ögel, B. (1993). İslamiyet’ten Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.
  • Öksüz, A. (Yapım) (2009). “Taşpınar Halıları 1/3 – Ellerin Türküsü Kanal B Turkey, Kamera: Kadem Ataçer, Kurgu: Nehir Şeref  (https://youtu.be/QRqumE9lNCQ) (Erişim tarihi: 02.12. 2019).
  • Ölmez, Filiz N. (2008). Taşpınar Halılarında Kullanılan İpliklerin Bazı Teknolojik Özellikleri. Art- E, Süleyman Demirel Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Hakemli Dergisi, (1): 1-14.
  • Ölmez, Filiz N. (2008). Maddi Kültür Mirası halılarımız. Standard Ekonomik ve Teknik Dergi, Yıl:47, (559): 29-37.
  • Öney, G. (1997). Anadolu Türk Halısının Serüveni. Arış Dergisi, yıl: 1, (1): 50-54.
  • Örnek, Sedat V. (1988). 100 Soruda İlkellerde Din, Büyü, Sanat, Efsane, İstanbul: Gerçek Yayınları.
  • Özcan, K. (2006). Anadolu’da Selçuklu Kentler Sistemi ve Mekânsal Kademelenme (1). METU JFA (23:2): 21-61.
  • Özergin, M. K. (1959). Anadolu Selçukluları Çağında Anadolu Yolları, Yayınlanmamış Doktora Tezi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İstanbul.
  • Parmaksızoğlu, İ. (1971). İbn Batuta Seyahatnamesinden Seçmeler, İstanbul. M. E. Basımevi.
  • Salman, F. ve Öztürk, G. (2013). Aksaray Sultanhanı Kasabası Halı Restorasyonunda Örnek Bir İşletme: “Sultan Saray Halı”. Arış Dergisi IX: 74-81.
  • Soysaldı, A. (2009). Türk Düz Dokuma Teknikleri ve Teknik Desen Çizimleri, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.
  • Soysaldı, A. ve Kayadibi, P. (2014). Taşpınar Örneklik Halıları. Arış Dergisi, (10), 52-59.
  • Soysaldı, A. (2016). Yozgat Dokuma Atlası.  Uluslararası Bozok Sempozyumu, 5-7 Mayıs 2016, Yozgat, s. 454-478.
  • Şahin, G. ve Akova B. S. (2020). Coğrafi İşaret Kapsamındaki Türk Halı ve Kilimlerinin Analizi. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 13 (69): 447-482.
  • Şenesen Okuşluk, R.  (2011). Türk Halk Kültüründe Bolluk ve Bereketle İlgili İnanç ve Uygulamalarda Eski Türk Kültürü İzleri. Folklor/Edebiyat, 17 (66): 209-228.
  • Sümer, F. (1985). Yabanlu Pazarı. İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı.
  • Tekçe, Fuat E. (1993). Pazırık, Altaylardan Bir halının Öyküsü. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
  • Topal, N. (2009). Anadolu Selçukluları Devrinde Aksaray Şehri. Aksaray: Aksaray Valiliği Kültür Yayınları.
  • Turan, O. (1971). Selçuklular Zamanında Türkiye. İstanbul: Turan Neşriyat Yurdu Yayınları.
  • Turan, O. (2008). Selçuklular Tarihi ve Türk İslam Medeniyeti. İstanbul: Ötüken Yayınevi.
  • Türkmen, N. (1997). Orta Asya ve Anadolu Türkmen Dokumalarında Görülen Hayvan Figürlü Örnekler. Arış Dergisi, Yıl:1, (1): 58-65.
  • Türk Dil Kurumu Sözlükleri (2019). www.tdk.gov.tr › kelime1=tetir  (Erişim Tarihi:09.12.2019).
  • Türk Patent Enstitüsü (2020).  https://www.turkpatent. gov.tr/ TURKPATENT/ geographical Registered List/ (Erişim Tarihi: 21.02.2020).
  • Türk Standartları Enstitüsü (1992).  TS 43- Tekstil Yer Döşemeleri-El Dokuması Halılar-Türk
  • Halıları
  • Uzunçarşılı, İ. H. (1933). 13. ve 14. Asırlarda Anadolu’da Ticaret. Ülkü Mecmuası. (I:4): 287-
  • 291.
  • Yetkin, Ş. (1974). Türk Halı Sanatı, I. Baskı. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Dr. Öğr. Üyesi Pakize KAYADİBİ

Anahtar Kelimeler: Halı, Dokuma, Taşpınar, Aksaray.