İLLİ OYUNU
(Geleneksel Çocuk Oyunu)

Folklorun çeşitliliğinin en belirgin olarak görüldüğü alanlardan biri olan geleneksel çocuk oyunları bölgesel farklılıklar sayesinde zengin bir muhtevaya sahiptir. Oynanma şekillerinde benzerlikler olsa da oyunun adı, oyun sırasında dile getirilen tekerlemeler ve oyunda kullanılan aletlerin yapısıyla her il veya bölgenin kendine özgü oyunları bulunmaktadır. Bu tür farklılıklara karşın geleneksel çocuk oyunları her yerde aynı amaca yöneliktir. William Bascom’un “Folklorun Dört İşlevi” adlı makalesinde yer verdiği işlevler aynı zamanda geleneksel çocuk oyunlarının işlevlerini de ifade eder. Bascom, folklorun işlevlerinden birinin eğlence olduğunu, bir işlevinin ise kültürün onaylanması ve ritüelleri gözlemleyen ve icra edenlerin ritüellerinin ve kurumlarının doğrulanması olduğunu belirtir. Folklorun bir başka işlevi olarak ise eğitimi gösteren Bascom, folklorun önemli fakat sıklıkla gözden kaçmış olan kabul edilmiş davranış örüntülerini sürdürme işlemini yerine getirmesini de dört işlevin arasına koyar (2010: 78-81). Folklorik ürünlerden olan geleneksel çocuk oyunları da bu dört işlevi çeşitli oyunlar içerisinde barındırır.  Metin And , Oyun ve Bügü adlı kitabında oyunun bir sağaltma ya da bir hastalığı önleme işlevi olduğundan da bahseder (2012: 53). And, ayrıca yanıltmaçların söylenmesi zor olduğu, çabuk söylendiklerinde dil sürçmelerine yol açtığı için iyi bir oyun malzemesi olduğunu ifade ederek bunların dil eğitiminde halkın düzgün konuşmak için bulduğu bir yöntem olamaz mı? (2012: 56)  sorusunu sorarak oyunların eğitim işlevine de dikkat çeker.

Oyunlardaki işlev araştırmalarında yalnız oyunun kendisi değil, ebe seçimi, görev bölümü, tekerlemeler, oyundaki belli rollerin oynayanlar üzerindeki etkisi, oyunların cezaları ve bunların etkisi, oyun kurallarına uymadaki davranışlar vb. öğelerin incelenmesinin ilginç sonuçlar vereceğini ifade eden And, iki incelemecinin oyunun tanımını yaparken bunu kişinin özanlatım gereksinmesiyle açıkladıklarını dile getirir.  Onlara göre insan yaşamak, yeteneklerini kullanmak ve kendini anlatmak ister. Özanlatımı belirlemek için içgüdülerden farklı olan ve yaşantıların sonucu ortaya çıkan istekleri vardır. Bu istekler ise şunlardır:

  1. Yeni bir yaşantıyı denemek-dövüşmek, avlanmak, kürek çekmek vb.
  2. Güvenlik isteğine sahip olma, taklit, din vb.
  3. Tepki, yanıtlama isteği-toplumseverlik, aşk, aile sevgisi, dostluk, özgecilik.
  4. Tanınma isteği-utku, önderlik, kendini gösterme, üne kavuşma vb.
  5. Katılma isteği-üye olmak, bir topluluğa bağlanmak.
  6. Güzel isteği-renk, biçim, ses, hareket, tartımda güzellikler için estetik istek.

And, bunlardaki özanlatımın oyundaki itkilerin belli başlı kaynağı olduğunu belirtir (2012: 59).

Oyunların oynanma şekli yeri ve zamanı, kim tarafından oynandığı ve oyunda kullanılan alete göre işlevi de değişmektedir. Örneğin sopa ile oynanan oyunların işlevine ilişkin olarak Rabia Gökçen Kayabaşı şu ifadelere yer verir: “Araç gereç olarak sopanın kullanıldığı oyunlarda adeta bir savaş stratejisi göze çarpmaktadır. Sopasını koruma, yere düşürmemeye gayret etme, başkasına kaptırmama gibi unsurlar göz önünde bulundurulduğunda sopa gücü temsil etmekte, sopanın başına bir iş gelmesi de savaşı kaybetme anlamına gelmektedir.” (2018: 417).

Aksaray’da “illi”, “illi çomak” adıyla geçen Türkiye’nin çeşitli illerinde “çelik çomak”, “çilik çubuk”, “met” gibi adlarla da anılan ve farklı şekilleri bulunan geleneksel çocuk oyunu da yukarıda bahsi geçen işlevlerden birden fazlasını barındırır.  Çelik çomak oyununda kısa olan parçaya verilen çelik ismi Aksaray’da “illi” olarak geçmekte ve oyun da adını yaklaşık 15-20 cm uzunluğundaki bu ağaç parçasından almaktadır.  Kendi içinde çeşitli uygulama farklılıkları bulunan ve buna göre türlere ayrılan “illi” oyununun oyundaki kişi sayısı ve oyunun puanlama sistemine göre farklılıkları mevcuttur. “İlli”, “Gömmeli İlli”, “İlli Çubuk” olarak üç farklı adla anılan oyunun, oynanma şekline göre ise altı türü bulunmaktadır.

1. İlliyi mümkün derece uzağa atmanın öncelikli olarak amaçlandığı Sibel Gözen’in aktarımını yaptığı oyunun bir türü şu şekildedir:
“En az iki çocukla oynanır. Toprağa bir çukur kazılır, üstüne düz bir tahta parçası yerleştirilir. Bir tane daha çubuk alınır. Çukurun üstündeki tahta havaya kaldırılacak şekilde alttan havalandırılarak vurulur. Havaya fırlayan tahta parçası yere düşmeden ikinci kez tahtaya vurulup karşıya gönderilir. Gittiği mesafe ölçülür ve en uzağa giden birinci seçilir.” (2014: 81).

2. İlliyi havada tutmanın amaçlandığı aynı zamanda zamanlamanın ve odaklanmanın önem gerektirdiği “illi” oyununun ikinci bir türünde ise ayrıca oyun sırasında söylenmesi gereken tekerlemeye de yer verilmektedir. Oyunun bu türünün aktarımı ise şu şekildedir:
“Yere V şeklinde 3 parmak derinlikte küçük bir çukur açılır. On santim uzunlukta başparmak kalınlığında kavak dalından yapılmış illi, çukur üstüne konur. Bir metreden aşağı değneğin ucu ile illi havaya kaldırılırken; ‘Gınıfi gından elifi – Hazıra hök çamura çök’ diye bağırılarak değnekle havada yakalanır. Bir vuruşta karşıdaki oyuncu atlar ve de yakalayamazsa bir puan alırdı. On puanı yakalayan yarışı kazanırdı. Bu oyuna çelik çomak denirdi. Bir de illiyi eliyle havaya atar, değnekle vurdu mu 50 metreye fırlatılırdı. Karşıdaki illiyi havada yakalayamazsa bir sayı kaybederdi.” (URL-1).

3. Oyunun üçüncü türünde ise illiyi en uzağa atmak öncelenirken rakip takımın uzağa atılan illiyi en kısa zamanda geri getirmeye çalışmasıyla oyunda rakibe kazanma için bir fırsat daha tanınarak çekişmenin artırılması amaçlanmaktadır. Rabia Gökçen Kayabaşı, “illi” adı verilen dört ya da daha fazla kişiyle oynanan oyunun bu türünde karşı grubun oyuncusu atılan illiyi getirene kadar belli bir sayı sayıldığını, en az sayı ile illiyi getiren oyuncunun olduğu grubun birinci olduğunu aktarır (2018: 413). Dolayısıyla oyunun üçüncü türü, puanlama sistemine göre farklılık gösterir.

4. İlliyi atmak için açılan çukura illinin rakip tarafından geri atılmasının sağlanarak yine iki yönlü bir kazanma fırsatının olduğu dördüncü türünde ise oyunun iki oyuncu tarafından oynandığı biçimi yer alır. Kayabaşı’nın aktarımına göre oyunun bu türü ise şu şekildedir:
“Yere bir çukur açılır ve çukurun üzerine illi konulur. Bir oyuncu ileride bir yerde bekler. Diğer oyuncu elindeki uzun sopayla çukurdaki illiyi fırlatır. İlerde bekleyen oyuncu illinin düştüğü yere gider. Elindeki uzun sopayla yere düşen illiyi açılan çukurun içine fırlatmaya çalışır. İlliyi karşıdaki çukura isabet ettirirse kazanır, çukura denk getiremezse diğer oyuncuyu sırtında taşır ve oyun yeniden başlar.”(2018: 413).

5. Rakip takım tarafından illinin atıldığı çomağı vurmanın amaçlandığı oyunun beşinci türünde ise illinin diğerleriyle başlangıcı yani atışı aynıdır. Ancak oyunun devamı ve puanlaması farklılık gösterir. Kayabaşı’nın aktarımına göre “Atışı yapan oyuncu atışı yaptıktan sonra elindeki çomağı düzlemesine yere bırakır. Rakip grubun oyuncuları atılan illiyi havadayken yakalarsa sayı kazanır, atışı yapan oyuncu da oyun dışı bırakılır. Eğer illi havadayken yakalayamazlarsa illiyi düştüğü yerden alarak atış yapan oyuncunun yere bıraktığı çomağa doğru atarlar. Burada amaç çomağı vurabilmektir. Eğer çomağı vururlarsa karşı grubun atış yapan oyuncusu yine oyundan çıkar. Vuramazlarsa atış yapan grup illiyle çomağın arasındaki mesafeyi ölçerek rakip grubun bu mesafeyi 3 adım ya da 5 adım gibi belli bir adımda almasını ister. Örneğin rakip grupta bu adımı alacak bir oyuncu bulunmazsa ya da adım sayısında çomağa ulaşılmazsa atış yapan takım adım sayısınca sayı alır. Oyun başlamadan önce belirlenen sayıya ilk ulaşan grup oyunu kazanır. Oyun tekrar oynanacaksa, yeni oyuna kazanan grup başlar. Hangi takımın oyuncuları tamamen oyun dışı olursa bu defa oyuna diğer grup başlar. Gruplardan biri belirlenen sayıya puan kaybetmeksizin ulaşırsa, oyun dışı bırakılan bir arkadaşını tekrar oyuna sokabilir. Oyun bu şekilde devam eder.” (2018: 413).

6. Oynanma şekli ile birlikte adı da farklı olan oyunun altıncı bir türü ise “gömmeli illi” adı verilen türüdür. Oyunun bu türünde rakibin ayaklarını gömmek için kuyunun bir an önce kazılması gerektiği için diğer türlerine göre bu şekli daha fazla aktiviteyi zorunlu kılmaktadır. Gömmeli illinin atışı diğerlerinde olduğu gibidir. Burada da yine öncelikli amaç illiyi mümkün olduğunca uzağa atabilmektir. Puanlama yerine ceza sisteminin olduğu oyunun bu türünde illiyi atan oyuncu attığı illiyi geri getirene kadar oyuncunun yeri diğer oyuncular tarafından ellerindeki ucu sivri çomaklarla kazılır. Oyunun yerine veya zamanına göre kazılacak kuzunun boyu da önceden belirlenmiş olur. Oyunun sonunda kuyusu en çok kazılan ya da kuyusu çomağının boyu kadar kazılan oyuncu oyunu kaybeder. Ceza olarak da oyunu kaybeden oyuncunun ayağı bu kuyuya gömülür. Oyunun bu türünün adı da bu nedenle “gömmeli illi” olarak geçmektedir.

KAYNAKLAR

  • And, Metin. (2012). Oyun ve Bügü. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
  • Bascom, W. R. (2010). “Folklorun Dört İşlevi”. F. Çalış (Çev.). Halk Biliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar 2. M. Ö. Oğuz, S. Gürçayır. (Ed.). (71-86). Ankara: Geleneksel Yay.
  • Gözen, Sibel. (2014).  Aksaray / Ortaköy İlçesi Monografisi. Niğde: Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  • Kayabaşı, Rabia Gökçen. (2018). “Aksaray’da Sopa ile Oynanan Geleneksel Çocuk Oyunlarının Halk Bilimsel Açıdan İncelenmesi”. International Journal of Language Academy, S. 6/1, s. 409 -419
  • URL-1: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/aksaray/kulturatlasi/lli-celik-comak-oyunu (Erş. Tar. 25.10.2022).

Madde Yazım Bilgileri
Yazar:
Ergin ALTUNSABAK

Anahtar Kelimeler: Aksaray Folkloru, Geleneksel Çocuk Oyunlar, İlli Oyunu, Gömmeli İlli