Aksaray Yöresel Kıyafetleri
Giyim-Kuşam Kültürü

Maddî kültür unsurları arasında sayılabilecek giysi, kişinin sosyal statüsünün fark edilmesinde oldukça önem taşır. Güzel görünme isteği insanların tümünde var olan içgüdüsel bir dürtüdür. Bu da süslenme ve giyinme yoluyla kendini gösterir. Bununla birlikte, insanlar sadece güzel görünme dürtüsüyle hareket etmemiştir. Dinsel anlayışları, toplumsal benimsemeleri, ekonomik durumlarını, iklimi, doğa koşullarını ve çevresel etkileşim gibi unsurları da göz önünde bulundurmuşlardır.

Giyim-kuşam olgusu; ait olduğu yöreye, yörede etkili olan kültüre, din ve inanç sistemlerini de kapsayacak şekilde bir bütün olarak görülür. Örneğin; Aksaray ili, Güzelyurt ilçesi, Gaziemir köyü Türkmen kökenli Alevi köyü olup, giyim kuşam kültürü Aksaray’ın diğer bölgelerinden farklılık gösterir. Kullanım amaçları, renk ve süsleme özellikleri bakımından giyim parçaları; siyeç/ gümüş tepelik, siğli/ entari, saka, siğli bağı olarak sınıflandırılabilir. Yörede “siğli” ya da entari olarak bilinen ve tek parçadan oluşan geleneksel kadın kıyafeti, ahşap tezgâhlarda pamuk veya ipek iplikle dokunmuştur. Uzun kollu, içi keten kumaşla astarlanmış kıyafetin kenar kısımları tığ ile süslenmiştir (Bkz. Fotoğraf 1).

Farklı renk ve desenleri ile kişinin süslenmesinde önemli bir yere sahip olan kıyafetler, Aksaray kadın ve erkek giyim kuşam kültüründe önemli yer tutar. Aksaray yöresinin giyim kuşamı bölgesel olarak çevre yörelerden etkilenmiştir:  

“O yıllarda Aksaray’da köylü erkekler genellikle dokuma şalvar ile gömlek giyerlerdi. Bellerine kuşak sararlar, yaz ve bahar aylarında üzerlerine ceket kışın ise palto giyerlerdi. Başlarına çoğunlukla keçeden yapılmış şapka, bazen de bezden yapılmış kasket takarlardı. Kadınlar ise genelde çarşaflı olup başlarına fes giyerlerdi. Fesler ailenin varlık durumuna göre boncuklu veya inci ve altınlarla işlenmiş olurdu. Çarşafların rengi çeşitli olmakla birlikte genellikle beyaz patiskadır. 1926–27’li yıllarda çarşaflı kadınların oranı diğerlerine göre yüzde doksan iken bu oran 1930’lu yılların başında yüzde yirmilere kadar gerilemiştir”.

4 Numaralı Niğde Şer’iyye Sicilinde, Aksaray’ın 1893-1895 yılları arasındaki sosyal durum değerlendirmesinde ve tereke kayıtlarında kıyafetlerden söz edilmiştir:  

“Sicilde Aksaray’da o dönemde kullanılan kumaşlar; abâni, basma, meydâni, Amerikan, bükme, ipek, hümâyun, çuka, bez, çul, keten, saten, yün olarak geçmekte olup çeşitliliğin fazlalığı dikkat çekmektedir. Böylece her kesimin kendi olanaklarına göre kullanabildiği kumaşların bulunduğu görülmektedir. Kumaşlardan abâni ve çuka gibi birçoğunu halkın dokuduğu düşünülse de Aksaray dışından ithal edilen kumaş ve kıyafetlere de rastlanmaktadır. Bunlardan meydanî kumaş ve kıyafetlerin yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca Acem şalı, Frenk şalı, Kayseri tülbenti, Rus fanilası, Tosya kuşağı, Tokat yazması, Şam hırka, Amerikan top gibi isimlerinden o dönemde Aksaray’da kullanılan ithal kumaş ve kıyafetler hakkında bilgi sahibi olunmaktadır.

Takıların ise zengin çeşitliliğinin yanından sadece birkaç tereke kaydında bulunması genel olarak ekonomik durumun iyi olmadığının yansıması olarak değerlendirilebilir. Altından olan takılar burma çift, dökme, halhal, küpe, tepelik ve yüzük şeklinde sadece bir tereke kaydında bulunmaktadır. Diğer takılardan kemer, gümüş tarak, gümüş kuşak, sim burma ise farklı tereke kayıtlarında bir defa geçmektedir”.

Başa örtülen yemeni, yemeni altına giyilen fes, fesin etrafını süslemek için yemeni, oyalar ve altın kullanan, kırsal bölgelerde yaşayan, geleneklerine bağlı Aksaray kadınının kıyafetlerini özel günlerde ve gündelik olarak giyip kuşandıkları olarak ayırmak gerekir. Gündelik giyimde sade ve özenli olan Aksaray kadını, özel günlerde son derece özenli ve süslü, “kişilik” adı verilmiş olan kıyafetlerini giyerlerdi. Aksaray kadını bu kıyafetlerini giydiği zaman, ziynet eşyalarını takar, başına iğne oyalı çevre veya yazma örterdi (Bkz. Fotoğraf 2).

Aksaray kadınının günlük giyimi, ev içi giysileridir. Ev içindeki kıyafeti, işlik ve şalvardan oluşur. İşlik ve şalvar, genelde aynı cins kumaştan yapılmıştır. Bununla birlikte başına çevre, yemeni kullanır. Ev içinde fazla süs ve ziynet eşyası kullanmaz. Aksaray erkeği de Aksaray kadını gibi giyim kuşamına oldukça dikkat gösterir. Onun da evde giydikleri ile dışarıda giydikleri farklıdır.

Aslen Aksaray Gülağaç İlçesine bağlı Demirci kasabasından olan edebiyatın büyük ustalarından Mahmut Makal’ın “Bizim Köy” adlı kitabının kapak resimleri için Aksaray’a gelen fotoğraf sanatçısı Ara Güler’in Demirci’de çektiği fotoğraflarda, 1950-60’lı yıllarda Aksaray kadın ve erkek giyim kuşamına dair önemli izler görülmektedir (Bkz. Fotoğraf 3).       

Aksaray’da kılık-kıyafet düzenlemelerinden sonra her ne kadar giyim kuşam biçimi değişmiş olsa da kırsal alanlarda kadın ve erkek giyim kuşam kültüründe yöresel izler hala devam etmektedir. Aksaray Yöresinde Kadın-Erkek Giyim kuşamını; başa giyilenler, sırta veya bedene giyilenler, ayağa giyilenler, takılanlar ve süslemeler olarak sınıflandırabiliriz.

Başa Giyilenler: Fes: Fes başa giyilen bir çeşit şapkadır. Hem erkeklerde hem kadınlarda kullanılırdı. Keçeden yapılır, dokunuşu çorap örgüsüne benzer.  Genellikle kırmızı olup, üst kısmı tepelik, altın ve işleme ile süslenir. Kadını boylu gösteren ve üzerine çeşitli takılar takılabilen fesler, baş süslemesinde Anadolu’nun her yöresinde olduğu gibi Aksaray yöresinde de çok kullanılırdı.  

Aksaray giyim kuşamında fesin üstü basıktır. Fes çuha veya keçeden yapılmış olup, üst bölümü dikişli de olabilmektedir. Kadın feslerinin çevresine çeşitli kumaşlar sarılır. Bu kumaşlar (şifon, pamuklu yazmalar) üzerine iğne takılır ya da oyalar ile süslenirdi. Kadın fesinin üzerine sarılan krep, şifon ya da benzeri kumaşların renkleri ve sayıları da özel anlamlar taşıyabilir. Örneğin kocası ölen dul kadınlar fesin üzerine siyah yazma bağlarlar. Yeni gelinler açık ve canlı renkleri tercih ederler. Genç kızlar beyaz yazma bağlarlar.

Bazı bölgelerde feslerin arkasına boyun kısmını soğuktan ve terden korumak için pazen veya pamuk kumaşlar dikilmektedir. Nazar inancı yaygın olan bölgelerde nazardan sakınmak için bazı fes örneklerinin tepesine nazarlık takıldığı görülmektedir. Bazı örneklerde, fesin alın kısmının sadece yemeni ile sarıldığı görülmektedir (Bkz. Fotoğraf 4).

Fesin alın kısmına, yan yana dizilmiş altın ya da gümüş penezler (paralar) sırmalı şekilde süslenerek takılır (Bkz. Fotoğraf 5).  

Şapka ve Kasket: Şapkalar, tarih boyunca, kıyafetleri tamamlayan bir aksesuar olarak kullanılmasının yanında; cinsiyeti, statüyü, inancı, kullanıldığı dönemi ve gelenekleri yansıtan baş süslemelerindendir. Diğer bütün kıyafetler gibi şapkalar da korunma amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Kasket ise, Fransızca “casquette” sözcüğünden gelmiş, yassı, önü siperli yumuşak erkek başlığıdır. Aksaraylı şapka ustası Mustafa Mollaoğlu mesleği hakkında düşüncelerini şöyle açıklamıştır:

Şapka giysiyi tamamlar, yazın sıcaktan, kışın soğuktan korur. Dünya var olduğu sürece şapka hep olacak. Şapkalar zaman içinde değişikliğe uğradı ama her zaman var oldu. 1960’larda sekiz köşe şapka dikilirken, 70’lerden sonra spor modeller dikilmeye başladı. Sekiz köşeli şapkalar beş köşeli dikilmeye başladı. Daha önce sekiz köşe kasketler ile spor kasket başa baş gidiyordu. 85-90 senelerine gelindiğinde düğmeli modeller başladı” şeklinde ifade etmektedir (Bkz. Fotoğraf 6).

Fes, şapka ve fötr şapka kullanımı, kılık-kıyafet inkılabından sonra daha çok görülmüştür (Bkz. Fotoğraf 7).                             

Başörtüleri: Yemeni, Yazma, Çember veya Çevre: Yemeni kullanımı kadınlarda genellikle desenli, renkli, desensiz olarak görülür. Yemeni örtülmesi yaşlarına göre rengi ve desenleri ile farklılık gösterir. Yaşlı kesim beyaz desensiz ve koyu renk olanları tercih ederlerken, genç nesil daha canlı renkte yemeniler ve bu yemenilerin kenarlarına canlı renkli iplerle örülmüş oya ya da boncuk örgüler kullanırlar. Orta yaş kadınların yemenileri ise daha sade ve kenarlarında tek renk ipten örülmüş boncuk, bazen de oyaların kullanıldığı örnekler görülür.

Oyalı yazmalar, pamuklu, ince dokuma kumaşlardan yapılmaktadır. Fesin üzerine bağlanan yazmanın çevresine renkli ipliklerle ve farklı motiflerle mekik, iğne ya da pul oyası yapılmaktadır. Oyalarda çiçek, yaprak, meyveler, arı, kelebek gibi küçük canlılar işlenmiştir (Bkz. Fotoğraf 8).

Erkek feslerinin alın kısmına yazmadan veya farklı kumaşlardan örtü sarılmaktadır.

Sırta veya Bedene Giyilenler: Şalvar (Kadın Şalvarı): Anadolu’da olduğu gibi, Aksaray kadınının da en belirgin giyim özelliklerinden biri şalvardır. Günümüzde birçok Aksaraylı kadın şalvar giymektedir. Şalvar özelliğini kaybetmemiş, ancak kullanılan kumaş çeşitleri değişmiştir. Genellikle diril, çizgili kumaş, basma ve pazen kumaşlar kullanılmıştır. Şalvarların beli bazen lastikli olup bazen uçkurla bağlanmıştır. Ağları düşük ve ağ parçaları dikdörtgen yapıdadır.

Türk toplumlarında sürekli hareket halinde olan kadın ve erkek için şalvar, günlük yaşamın gerektirdiği hareketliliği en konforlu hale getirecek işlevsel bir giysi arayışı sonucu şekillenmiştir. Şalvar, belden aşağı giyilen bir pantolonun özellikle de ağ kısmının düşürülerek drape ve büzgülerle bollaştırılması sonucu oluşmuştur (Bkz. Fotoğraf 9).                           

Düz renk veya çizgili kumaştan üretilmiş, içi pamuklu ince bir kumaştan astarlanmıştır. Belden ayak bileklerine kadar uzundur. Şalvarın beli uçkurlarla bağlanır. Paçaları ayağın gireceği genişlikte olup, kumaşı boyuna çizgili olduğu için, giyen kişiyi uzun boylu gösterir. Cep ağızları elin rahatlıkla girip çıkacağı biçimdedir. Diril kumaştan yapılan şalvara bazı bölgelerde “Doddiri” ismi de verilmektedir.  

Erkek Şalvarı (Pantolon): Erkekler, pantolon olarak oldukça geniş şalvar giyerlerdi. Günümüzde yaşlı kesim hâlâ şalvar giymektedir. Diz kapağına kadar geniş, ondan sonrası daralan ve ö nden düğmeli şalvar da giyilirdi. Şalvarın bel kısmına şal (kuşak) sararlardı (Bkz. Fotoğraf 10).                   

Don (Kadın ve Erkekler için): Don, dize ya da ayak bileklerine kadar uzanan, değişik ağ kesimleri olan, içe giyilen bir tür giysidir. Patiskadan veya kaput bezinden evlerde dikilirdi.  Eski Türkçede giyilecek her şey “don” adıyla isimlendirilirdi. “Don” kelimesi, ayağa giyilen çamaşır anlamında kullanılmıştır.

İşlik (Gömlek): Yörede en sık rastlanan giyim biçimlerinden biridir. Şalvarla birlikte aynı çizgili kumaştan yapılmaktadır. Eskiden beri “göynek” olarak bilinen ve oldukça kalın olan kıyafetlerin içine giyilen beyaz renkte kıyafetlere “işlik” denir. İşlik, bedene oturur biçimde, dar ve kısa bir gömlektir. Önü açık, yakası, 0 (sıfır) yaka olup, yaka çevresi biye ile çevrelenmiş, belde düğme ile kapanmıştır. Kol ağızları manşetle büzülür. Kollar uzun olur, içi patiska veya benzeri bir kumaşla astarlanır. Manşetler düğme ile kapanır. Kol ağızları pililerle daraltılır. Beden boyu uzun değildir. Belden aşağıya doğru 8-10 cm uzunluğundadır. İşliğin cepkeni de vardır. Yazlık ve kışlık işlikler mevcuttur. İşlik yapımında kullanılan kalın veya ince kadife kumaşların yerini pazen veya basma kumaşlar almıştır. İşlik giyildikten sonra bel kısmına, şal bir kuşak sarılır ve bununda üzerine şalvar giyilip bağlanırdı. Erkekler, dirilden işlik giyerlerdi.

Göynek: Kadın ve erkeklerin giydiği entari şeklinde, diz kapağına kadar uzun olup içe giyilen kıyafetlerdendir. Bu da evlerde ince ve kalın pamuklu kumaşlardan, (patiskadan veya kaput bezi) dikilirdi. Kışın uzun kollu ve kalın olanı, yazın ise kısa kollu ve ince olanı tercih edilirdi. Bazen alt ve üst olarak takım olduğu gibi bazen de elbise tarzında olmaktadır. Gecelik olarak da kullanıldıkları bilinmektedir (Bkz. Fotoğraf 11).  

Aksaray kadını, genellikle özel günlerde ve dışarlık kıyafeti olarak çitari ve kutnu kumaşlardan dikilen uzun kollu önü açık belden itibaren üç parça, üç etek entari, bunun da üzerine kısa kollu önü açık delme yelek veya uzun kollu önü açık işlemeli kadifeden yapılan cepken; salta ya da kısa hırka, alta beli ve paçası lastikli ve paçası işlemeli don veya şalvar giyerlerdi.

Erkeklerin giydiği göynek yakasız olup, önden düğmeli ve adına işlik de denilen kıyafetti. Yakalı olanlar da vardır. Yakaları, dik yakalı olup düğmeleri beyaz ya da siyah olabilmektedir. İnce patiskadan yapılmış ten giysisi üstüne türlü kumaşlardan dikilirdi. Göynek, zamanla, mintan ve gömlek şekline dönüşmüştür.

Yelek (Erkek): Yakasız, yuvarlak, “V” ve dik yakalı, kolsuz, önden düğmeli “delme” ismi verilen yeleği gömleğin üzerine giyerlerdi. Yeleğin önünde saat cebine, köstekli saat zinciriyle asılırdı (Bkz. Fotoğraf 12).

Cepken (Salta): Renkli kadifeden olup üzeri önü düz ve kolları uzun bel hizasında Türk Osmanlı motifleriyle süslü olur. Cepkende en çok görülen renkler koyu kırmızı, lacivert ve siyah renklerdir. Süsler, gümüş veya altın rengi sim sırma ile işlenirdi (Bkz. Fotoğraf 13).

Hırka: Değişik kumaşlardan yapılmış, astarlı, astarla kumaşın arasına pamuk veya yün konularak yorganlanmış, boyu basen hizasında olan bir tür kollu cekettir.    

Üçetek veya entari: ‘V’ biçimli yakası, bol kollu, belden aşağısının biri arkada, ikisi önde olmak üzere üç dilimli olan bir kıyafettir. Dilimlerin kenarı, tığ dantel işi ile işlenmiştir. Eteklerin yanları bele kadar yırtmaçlı önü açık, belden tek düğmeli veya düğmesiz etekleri uzun entarilerdir. Üç eteğin ön uçları arkadan toplanır. Üçetek, eskiden giyilen entari çeşitlerinden biridir.

Entari, Aksaray yöresinde kişilik giysilerinin en önemli parçalarındandır. Entariler, çizgili, düz kumaşlardan yapılabildiği gibi, kadifeden yapılanları tercih edilir. Kadifeden yapılan entarilerde sim ve sırma ile işlenir. Bu işleme “Mıhlama” ismi verilir. Entarinin etekleri ayak bileğine kadar gelir ve önden açık olur. Bazı entarilerin arka etekleri kuyruklu olup, buna “üç peşli” ismi verilir. Bele mıhlama ile gümüş kemer takılır. Entaride ipekli kumaş kullanılırsa “Şetari” ismi verilir ve etekleri simle işlenir (Bkz. Fotoğraf 14).

Özellikle gelin kıyafeti olarak giyilen bindallı elbiseler de uzun, genellikle mor, bordo rengi kadife kumaşlardan dikilir ve altın sarısı veya gümüş renginde kordon tutturma veya sim-sırma işleme desenlerden oluşur. Bindallı elbise üzerine bele çeşitli kemerler takılır.

Bel Kuşağı (Şal): Bel kuşağı veya şal olarak bilinen ve daha çok yaşlı erkek veya kadınların belini soğuktan korumak için beline sardığı üzerinde şal desenlerinin bulunduğu pamuk veya yün malzemeden dokunmuş üçgen şekilli, uç kısımlarında dokuma iplerinden elde edilen saçakların bulunduğu dokuma örnekleridir. Bazı bölgelerde bir bazı bölgelerde ise iki tane kuşak üst üste sarılmaktadır. Üçeteğin altına ve üstüne bağlanabilir. Kadınların kuşakları daha küçük boydadır. Bel kuşağının uzunluğu genellikle 130 ile 150 cm arasında olup, enleri 30 ile 50 cm arasında değişmektedir (Bkz. Fotoğraf 15).

Dizlik: Tek renk kumaş veya renkli kumaşlardan dikilen ve kadınların şalvar üstüne belden bağladıkları dizlikler şalvarın kirlenmesini önlediği gibi kullanan kadınların bağda bahçede veya herhangi bir alanda çanta veya torba olarak kullandığı kıyafetlerdir. Aksaray yöresinde dizlikler kırmızı ve lacivert renk kumaş kombiniyle aplike edilmiş sarmal kare deseniyle çevrelenmiştir. Geçmişte sadece tek renkten dikilen dizlikler, günümüzde renkli kumaşlardan da dikilmektedir. Dizlik üzerinde bele kolan (çarpana) bağlanması da görülür (Bkz. Fotoğraf 16).

Ayağa Giyilenler: Çorap ve patik: Elde iki, üç veya beş şişle yünden, desenli veya desensiz olarak örülür. Halı veya kilim dokumalarda da kullanılan motifler, çorap ve patiklerde de görülmektedir. Öncesinde düz olarak diz kapağına kadar olan çorap örgüler, son yıllarda daha çok tozluk adı verilen kısa konçludur (Bkz. Fotoğraf 17). Çorap ve patiklerde motif olarak uğur böceği, suyolu, koçboynuzu, göz, kelebek, tomurcuk gül, gül, lale, pıtrak, başak, çiçek, serpme, küpeli, zikzak, sarma motifleri kullanılmıştır.  

Ayakkabı: Aksaray yöresinde Anadolu’nun birçok yöresinde olduğu gibi çarık, yemeni, lastik pabuç, mes giyilirdi. Geçmiş dönemlerde çarık, yemeni, sandal ve kunduraya kıyasla hem ekonomik hem dayanıklı hem de sağlık yönünden ayakları terletmemesinden dolayı her mevsimde giyilen bir ayakkabı çeşidi olmuştur. Çarık; “Anadolu köylüsünün en yaygın kullandığı bir ayakkabı çeşididir. İyi terbiye edilmiş manda ve sığır derisinden, dikdörtgen kesilmiş derinin topuğu da kapatacak biçimde ayağa sarılması ve kenarlarından kesilen sırımların bağlanmasıyla oluşturulmuştur” (Bkz. Fotoğraf 18).

Takılanlar ve Süslemeler: Dizi paralar (beşibiryerde), gümüş bilezik, yüzük, gümüş tokalı takılar, son dönemlerde boncuk örme kemerler (Bkz. Fotoğraf 19), erkeklerde, köstekli saat, silahlık ve hamaylı kullanılırdı.

Saç şekilleri: Aksaray kadınlarının saçları uzun ve örgülü olur. Örgüler, belik örgü şeklindedir. Kısa saç, topaç şeklinde de olurdu (Bkz. Fotoğraf 20).

KAYNAKÇA

  • Ak, M. (2017). “Yörüklerde Kadın”, The Journal of Academic Social Science Studies, JASS, Sayı: 58, s. 307-336.
  • Ayhan, F. (2021). “Türk Geleneksel Giyim Kültüründe Şalvar”, Humanities Sciences (NWSAHS), 4C0243, 2021; 16 (1), s. 59-70.
  • Barışta, Ö. H. (1999). “Osmanlı İmparatorluğu Dönemi Türk İşlemeleri”, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.
  • Canlı, N. (2014). “Çorum İli Mecitözü İlçesi Yöresel Giysileri ve Folklorik Yapma Bebek Üretiminde Değerlendirilmesi”. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi. 
  • Coşkun, G. (2020). “Aksaray’ın Son Şapka Ustası Mustafa Mollaoğlu ile Bir Çalışma Örneği: Kasket Yapımı”. Kalemişi. 16, Bahar, s. 87–101.  
  • Hilmi, M. (1931). “Aksaray Tarihçesi”, Aksaray: Aksaray Vilayet Matbaası.
  • Işık, B. (2020). “4 No’lu Niğde Şer’iyye Sicili ’ne Göre Aksaray’ın Sosyal, Hukukî, Ekonomik ve İdarî Tarihine Dair Bazı Tespitler”. Yüksek Lisans Tezi. Aksaray: Aksaray Üniversitesi.
  • Kılıç Karatay, S. ve N. R. Oyman. (2017). “Aksaray İlinde Çorap ve Patik Örücülüğü”, Journal of Awarness, Cilt: 2, Sayı: 3S, s. 103-116.
  • Kılıç Karatay, S. (2020). “Aksaray Yöresi Geleneksel Kadın Kıyafetleri”, Ankara: OECD Studies Conference on Culture and Humanities, s. 202-214.
  • Koca, E. ve T. Vural (2013). “Türk halk Giyim Kuşamında Kullanılan Göynekler” VII. Uluslararası Türk Kültürü, Sanatı ve Kültürel Mirası Koruma Sempozyumu/Sanat Etkinlikleri Bildiriler Kitabı /Bakü-Azerbaycan, 26-29 Haziran, s. 275-284.
  • Koca E. ve F. Koç. (2014). “Kıyafetnameler ve Ralamb’ın Kıyafet Albümündeki 17. Yüzyıl Osmanlı Toplumu Giysi Özelliklerinin İncelenmesi”, Turkish Studies, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Sayı 9/11, Güz, 371-394.
  • Koç, F. ve R. Çelik. (2015). “Mersin-Mut İlçesi Yörükleri Kadın ve Erkek İç Giyimleri”, Arış Dergisi, Sayı 11, 2015, s. 36 – 52.
  • Koçkar, Tekin M. (2008). “Halk Kültüründe Giyim-Kuşam ve Süslenme Uluslararası Sempozyumu Bildirileri” (1. Baskı). Eskişehir: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Basımevi.
  • Koraltürk M. (2014). “Elbise-i Osmaniye’yi Tekrar Ele Almak – 4”, Toplumsal Tarih, Aralık, s. 42-53.
  • Küçük, F. (2016). “Aksaray Kültür Evi Örneği ve Barındırdığı Etnografik Ürünler”, II. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, Ağrı: Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, s. 424-437.
  • Mıhladız N. ve M. Şahin. (2019). “Burdur Yöresi Geleneksel Yörük Kadın ve Erkek Kostümü”, Uluslararası Sanad Kongresi 1, 12-14 Aralık 2019, SANAD 2019 Sanat ve Tasarım Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği, İstanbul: Gece Akademi.
  • Oyman Büken, N.R. (2007). “Burdur Müzesindeki Yöresel Kadın Giysileri, Süsleme ve İşlemeleri”, ICANAS  38 (Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Ankara, s. 989-1010.
  • Özbağı T. ve B. Karaöz. (2008).  “Sivas İli Yöresel Kıyafetlerinden Örnekler”, Halk Kültürü’nde Giyim-Kuşam ve Süslenme Uluslararası Sempozyumu Bildirileri, Eskişehir.
  • Özdemir M. (2012). “Günümüzde Tokat İlinde Çarık Yapımı”, CIU folklor/edebiyat, cilt:18, sayı:69, 2012/1, s. 71-85.
  • Sarıca, A. ve N. Becenen. (2018). “Seçilmiş Örneklerle Edirne Yöresel Erkek Giyimi”, Journal of Institute of Economic Development And Social Researches, Vol:4/Issue:12, 562-572.
  • Şenel, A. (2009). “Burdur Geleneksel Giysileri ve Giysi Aksesuarları”, Burdur: Burdur İl Özel İdaresi Yayını.
  • Tekeli, O. (2019). “Cumhuriyetin İlk Yıllarında Aksaray’da Sosyal ve Kültürel Yaşamda Değişimler”, IV. Uluslararası Aksaray Sempozyumu, Aksaray Üniversitesi Somuncu Baba Tarih ve Kültür Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yayını, 24-26 Ekim 2019, Aksaray.”
  • Uray, G. (2018). “Alevi Kültüründe İnanç ve Estetik Beğenilerin Geleneksel Kadın Kıyafetlerine Yansıması (Aksaray İli Güzelyurt İlçesi Gaziemir Köyü Örneği)”, IV. Uluslararası Alevilik ve Bektaşilik Sempozyumu,1. Cilt, Ankara Hacıbayram Veli Üniversitesi, Türk Kültürü Açısından Hacı Bektaş-ı Veli Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, s.649-664.
  • Yetim, F., Köklü, H., Özdemir, M. (2008). “Yeniçağa İlçesi ve Dereköy’de Geleneksel Kadın Kıyafetleri ve Süslemeleri”, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 2008-2, Sayı: 17, s. 159-168.
  • Yılmaz, G. (2005). “Tokat Yöresi Folklor Kıyafetleri Üzerine Bir Araştırma”. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.
  • Yüce, N. (1994). “Geleneksel Türk Halk Giysileri Terminolojisi (Kadın)”. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Teknik Üniversitesi.
  • Aksaray İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (yty). Yöresel Kıyafetler, 09.02.2021 tarihinde https://aksaray.ktb.gov.tr/TR-63642/yoresel-giyim.html adresinden alındı.
  • Kasket tanımı, 09.02.2021 tarihinde http://www.lugatim.com/s/kasket adresinden alındı.
  • Aksaray İğne Oyaları, 14.02.2021 tarihinde http://oyalarimiz.com/1187-aksaray-igne-oyalari.html/aksaray-igne-oyalari-3 adresinden alındı.

Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Doç. Dr. Naile Rengin OYMAN

Anahtar Kelimeler: Aksaray, Giyim-kuşam, kıyafet, Yöresel Giyim-Kuşam.