Aksaray Şifâhanesi
(Medrese-i Darüşşifâ)
Şifâhaneler

Aksaray Darüşşifâsı, Aksaray Tımarhanesi veya Aksaray Bimarhanesi olarak bilinen medreseden ilk olarak Aksaraylı Kerimeddin Mahmud (d.? /ö. m.1332) Müsameret al-ahbar isimli eserinde söz etmektedir. Aksaray Şifâhanesi’nin bugün Şifâhane (Bimarhane-Tımarhane) Mahallesi olarak bilinen yerde olduğu bilinmektedir. Şifâhanenin ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı konusunda kesin bir bilgiye ulaşılamamasına rağmen, I. Alâeddin Keykubad döneminde (m.1220-1237) yaptırıldığı veya XIII. asrın ikinci yarısında yaptırılmış olabileceği şeklinde görüşler vardır. Ancak II. Kılıç Arslan’ın (m.1113-1192), Aksaray’da doğmuş olması ve Aksaray’ı dönemin merkezi haline getirmesi amacıyla camiler, kervansaraylar, bedestenler yaptırması ve Aksaray Kalesini tamirat ettirmesi dolayısıyla darüşşifânın da II. Kılıç Arslan tarafından yaptırıldığı düşüncesi ağırlık kazanmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Kanuni devrine ait 387 numarada kayıtlı defterin 124-139 sayfaları arasında Aksaray Sancağı’na ait mahalle sayısının 37 olduğu ve bu mahallelerden birinin “Tımarhane” olduğu belirtilmiştir. Yine III. Murat devrine ait 131 numaralı defterin 7. sayfasında da “Bimarhane” ismiyle bir mahalle yer almıştır. Bu bilgiler doğrultusunda her ne kadar Aksaray Şifâhanesi’nin kuruluş zamanı hakkında kesinlik gösteren bilgiler olmasa da Aksaray Darüşşifâsı’nın bugünkü Şifâhane Mahallesi’nde faaliyet gösterdiği kesinlik kazanmaktadır. Şifâhanenin mimarı olarak II. Kılıç Arslan zamanında Selçuklu mimarları arasında gösterilen ve Konya ili civarında yapmış olduğu eserlerle ünlenen Keluk b. Abdullah (d.? / ö.?) ’ın öğrencilerinden Hoca İbrahim b. İsmail olduğu iddia edilmektedir. Darüşşifânın yapı ve mimari özelliklerine ilişkin olarak tuğla ve taş malzemeden yapıldığı, kalıntılarının birbirine paralel olarak, 20 m. genişliğinde 6 m. yüksekliğinde (mevcut kalıntıların ise 5 m. ve 7 m. uzunlukta ve 2.30 m. kalınlığında olduğu) olan iki duvardan ibaret olduğu belirtilmiştir. Her iki duvarın tuğla ve harçla örülmüş, alttan obruk, yarım silindir biçiminde tavan örtüsü başlangıç seviyesine kadar yükseldiği ve üst örtüsünün ise tonoz şeklinde olduğu da belirtilmiştir.

Şifâhanede tıbbi olarak bazı sultanların ve ileri gelen büyüklerin cesetlerinin mumyalandığı ifade edilmektedir. İbn Sînâ’ya ait el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıb adlı eser üzerine İbnü’n-Nefîs tarafından “Mûcezü’l-Ḳānûn” adıyla yapılmış çalışma Cemaleddin Aksarâyî (m.1313- m.1389) tarafından “Hall-u Mucez” isminde şerh edilmiştir. Bu eser bize Cemaleddin Aksarayi’nin şifâhanede tıp eğitimi gördüğünü ve burada hekimlik yaptığını düşündürmektedir. Bu eser bize şifâhanenin aynı zamanda Medrese-i Tıbbiye olduğunu da göstermektedir.

Tarihsel süreç içinde ayrıca Aksaray Şifâhanesi birçok tarihi olayların yaşandığı mekân olmuştur. Şenkitoğlu Ali Paşa mücadelesinde Şenkitoğlu tarafından bir sığınak olarak kullanılmasının yanı sıra, Aziz b. Erdeşir Esterâbâdî’nin, Kadı Burhâneddin’in emriyle kaleme almış olduğu “Bezm ü Rezm” isimli eserinde Eretna Bey’in oğlu Alaeddin Ali Bey (m. 1365-1381)’in Niğde’den hareket ederek Aksaray Tımarhanesine gittiğini ve Kadı Burhaneddin’in, Kayseri’den gelerek Aksaray’da bulunan tımarhanenin yanına indiğini belirtmiştir. Bu ifadelerde dikkat çeken noktanın ise Aksaray Darüşşifâsı’nın iki kez tımarhane şeklinde yer alması şifâhanenin, beylikler döneminde akıl ve ruh hastalarının tedavisine yönelik hizmet verdiğini göstermektedir.

Aksaray Şifâhanesi’nin ne zamana kadar faaliyet gösterdiğine dair bilgi ve belge henüz bulunamamıştır. Elimizde bulunan verilere bakıldığında Aksaray Şifâhanesi ile ilgili Kanuni Sultan Süleyman zamanına ait üstünde Kanuni’nin tuğrası bulunan 931 (1524) yılı Şevval’in 19. gününe ait bir atama fermanı bulunmaktadır. Atama fermanında, Aksaray Darüşşifâ Medresesi’nde gündeliği 10 akçe olan müderris Kasım Çelebi’nin başka bir yere tayin edilmesi ve yerine Aksaray Beramuniyye Medresesi müderrisliğinden azl olan Mevlana Hüsam’ın tayin edilmesidir (Ek 1 ve Ek 2).  Mevlana Hüsam vefat edinceye kadar Aksaray Şifâhanesi’nde görev yapmış ve Aksaray’da vefat etmiştir.

Aksaray Şifâhanesi’nin tuğla malzemelerinin, 1950 yıllarında Aksaray Belediyesi tarafından alınarak başka yerlerde kullanıldığı ifade edilmektedir. Şifâhaneden sadece bir duvar kalıntısı kaldığı bilinmektedir.

Dergâh-ı felek-iştibâh ki secde-gâh-ı mülûk-i izzet-penâhtır şifâh-ı edeble mukabbel ve mübeccel kılınmaktan sonra arz-ı bende-i ahkar-bûd ki medîne-i Aksara[y]’da Dâru’ş-şifâ Medresesi’nin müderrisi olan Kâsım Çelebi’ye âhir hüccet verilüb medrese mahlûl kalub medîne-i mezkûrede Berâmûniye nâm medreseden ma‘zûl olan hâmil-i rik‘a-i rıkkiyet Mevlânâ Hüsâm medrese-i mezkûre tedrîsine tamâm ahrâ ve enseb olub cihet-i müderris yevmî on akçe olmağın mevlânâ-yı müşârun-ileyhe sadaka olunmak ricasına vâki‘-i hâl âsitâne-i murâd-bahşa arz olundu bâkî fermân re’y-i şerîf-i a‘lâya menût ve müfevvezdir el-Abdü’l-fakîr Handânü’l-hakîr el-Kâdî bi-Aksara[y] (Bkz. Ek 1).

Nişanı Şerifi Alişan ….

Haliya Aksaray kadısı dergahı muallama mektup gönderip Medine-i Aksaray’da Darüşşifâ Medresesi demekle maruf medresenin yevmi on akçe ile müderris olan Kasım’a ahar cihet verilip medrese-i mezbure mahlul kaldığını arz eylemeğin sabıka medine-i mezburede Beramuniyye medresesinden mazul olan Darende-i ferman vacibül’iz’an kıdvetül müderrisin Mevlana Husam ziyde fazlühuye layık görüp sadaka edip eline bu beratı hümayunu verdim ve buyurdum ki ba’delyevm mezkur medrese-i mezburede müderris olup şol ki vezaifi hidematı tedristir şartı vakıf üzere bikusur müeddi kıldıktan sonra ciheti muayyenesine dahi mutasrrıf olup vakıfın ruhuna ve benim devamı devlet ve sebatı haşemim duasına iştigal göstere ol baba hiç ferdi efradı aferideden kaniyen min kane mani’ ve dafi’ olup dahl ve tearruz   kılmıya şöyle bilesiz alameti şerife itimad kılasız tahriren fi yevmittasiül’aşer fi şehrişşevval sene ihda ve selasine ve tis’a mie (Bkz. Ek 2).

KAYNAKÇA

  • Acıduman, A. (2010). “Darüşşifâlar Bağlamında Kitabeler, Vakıf Kayıtları ve Tıp Tarihi Açısından Önemleri – Anadolu Selçuklu Darüşşifâları Özelinde”. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, (63): 9-15.
  • Aksaraylı Kerimeddin Mahmud (1943). Selçukî Devletler Tarihi Müsameret-al-Ahyar (Ter.: M. Nuri GENCOSMAN). Ankara: Recep Ulusoğlu Basımevi.
  • Cantay, G. (1982). “Anadolu Türk Mimarisinde Darüşşifâlar (Hastahanelerin Gelişmesi)”. Doçentlik Tezi. İstanbul: İstanbul üniversitesi.
  • Cantay, G. (1992). Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Darüşşifâları. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.
  • DABOA: TS. MA. e H- 13.02.931 1117-44: Aksaray Darüşşifâ Medresesi müderrisi Kasım Çelebi’nin başka göreve tayin olunmasından dolayı yerine Hüsam Efendi’nin tayin edilmesi
  • DABOA: TS. MA. e H-17-10-931 757- 67 : Başka bir vazifeye tayin edilen Aksaray’da Darüşşifâ Medresesi Müderrisi Kasım’ın görevinin Mevlana Hüsam Efendi’ye tevcih edildiğine dair Kanuni Sultan Süleyman’ın beratı. (TSMA No: 6460/1)
  • Erdal, Z. (2014). “Aksaray’da Türk Devri Mimarisi”. Cilt 1/Metin. Doktora Tezi. Van: Yüzüncü Yıl Üniversitesi.
  • Kerimeddin Mahmud, Selçukî Devletler Tarihi Müsameret-al-Ahyar, (Ter.: M. Nuri Gencosman), Ankara 1943. s.337).
  • Konyalı, İ.H. (1974). Âbideleri ve Kitabeleri ile Niğde Aksaray tarihi C.1. İstanbul: Fatih Yayınları, 1974.
  • Sargutan, E. (1975). ”Selçuklular’ da Tıb ve Tıb Kuruluşları”. Vakıflar Dergisi.(13): 313-322.
  • Sönmez, Z.(1989). Başlangıcından XVI. yy. Kadar Anadolu Türk İslam Mimarisinde Sanatçılar, Ankara, 1989.
  • Temel, E. (2008). “Hurufât Defterleri’ne Göre Aksaray Kenti Klasik Eğitim Kurumları (XVIII.-XIX. Yüzyıllar Arası)”. Yüksek Lisans Tezi. Konya:  Selçuk Üniversitesi.
  • Uzluk Ş.(1939). “Anadolu’da Selçuki Hastaneleri”. Türk Tıb Tarihi Arşivi. (3):135-146.
  • Uzluk, F.N.(1931). “Aksaray Darüşşifâsı”, Aksaray Vilayet Gazetesi, (253): 2-3.
  • Ünver, A. Süheyl, (1940). “Konya Aksaray’ı Dârüşşifâ Medresesine Ait Bir Vesika”. Türk Tıp Tarihi Arşivi, (5/18): 72-74.
  • Yetkin, Ş. (1963). Anadolu’da Selçuklu Şifâhaneleri. Türk Kültürü (10): 23-31.

Madde Yazım Bilgileri
Yazar: Doç. Dr. Savaş KARAGÖZ

Anahtar Kelimeler: Aksaray Darüşşifâsı, Şifâhane, Bimarhane, Tımarhane.